Boşanma Davalarında Mal Rejimi

Boşanma Davalarında Mal Rejimi

Mal rejimi, evlilik öncesi veya sonrasında, malvarlığının paylaşımı ve yönetilmesi konusunda taraflar arasında kanunda belirtilmiş olan mal rejimlerinden birini sözleşme çerçevesinde seçmemiş olmaları durumunda eşlerin tabi tutulduğu sisteme yasal mal rejimi denmektedir. Hukukumuz açısından yürürlükteki yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Edinilmiş mallara katılma rejimi kişisel mal ve edinilmiş mal olarak iki kategoride ele alınmaktadır. Boşanma sonrası taraflar arasında mal rejimi tasfiyesi gerçekleştirildiğinde yalnızca edinilmiş mallar eşler arasında eşit olarak paylaştırılmaktadır.

Boşanma çerçevesinde mal paylaşımı davası, uygulamada boşanma davası ile birlikte açılmakla birlikte süreç içerisinde ayrı bir dava olarak evlilik birliği tasfiyesi gerçekleştikten sonra davaya devam edilmektedir. Mal rejimi tasfiyesinde esas almamız gereken iki önemli husus bulunmaktadır. 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Medeni Kanun, 743 sayılı mülga Medeni Kanundan farklı bir mal rejimi tasfiyesi öngörmüştür. Mal paylaşımı boşanma davalarında hukuki  bilginin önem taşıdığı bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu açıdan hak kaybına uğramamak adına uzman bir boşanma avukatı aracılığıyla sürecin takibi önem taşımaktadır.

743 Sayılı Medeni Kanuna Göre Mal Rejimi Tasfiyesi

743 sayılı kanuna göre yasal mal rejimi mal ayrılığı olmakla birlikte, mal ortaklığı ve mal birliği rejimlerinin de uygulama alanı bulabileceğini belirterek eşlere mal rejimini belirleme açısından üç çeşit alternatif sunmuştur.

Temel prensibe göre 2001 yılında yasallık kazanan ve 2002 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu öncesinde gerçekleştirilen evlilikler açısından mal ayrılığı rejimi kabul görmektedir. Bu açıdan 1 Ocak 2002 tarihinden önce başlayan evlilikler açısından eşler arasında ayrıca bir evlilik sözleşmesi gerçekleştirilmemişse, boşanma neticesinde ilgili mallar hangi eşin üzerine kayıtlı ise o eş mal ayrılığı rejimi çerçevesinde o mallar üzerinde malik olma vasfını sürdürecektir. Ülkemiz açısından eski kanun döneminde ekonomik ve sosyolojik yapıyı da göz önünde bulundurduğumuzda erkek egemen toplumsal ortamda genellikle evlilik birliği içerisinde alınmış olan mallar da erkek eşin üzerine kayıt edildiğinden söz edebiliriz. Ancak çalışan kadınların ziynet eşyaları ve edinmiş olduğu mallar yukarıda açıklanan hususun istisnasını teşkil etmektedir. Kanun da mal ayrılığı prensibini benimsemiş olduğundan dolayı genellikle kadınların, eşlerinin malvarlığı üzerinde herhangi bir hakkı bulunmamaktaydı.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa Göre Mal Rejimi Tasfiyesi

1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu (TMK) 202 ile 281. maddeleri arasında eşler arasındaki mal rejimine ilişkin ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Kanunda yapılan önemli düzenlemeleri eşler arası mali ilişkiler, malların idaresi, mallar üzerinde tasarruf ve yararlanma ve eşlerin sorumlulukları şeklinde sıralayabiliriz.

Eşler, aralarındaki kanuni mal rejimini değiştirmedikleri takdirde 2002 yılından önceki malvarlıklarına ilişkin mal ayrılığı rejimi, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlük kazanan TMK çerçevesinde bu tarihten sonraki malvarlıklarına ilişkin edinilmiş mallara katılma rejimi uygulama alanı bulacaktır. Ayrıca taraflara 1 Ocak 2003 tarihine kadar noterliğe başvurarak evliliğin başlangıcından itibaren edinilmiş mallara katılma rejimine geçme hakkı tanınmıştır.

Mal Rejimi Tasfiyesine Konu Olabilecek Değerler

  • Eşlerin evlenmelerinden itibaren yaptıkları iş ve meslek neticesinde edindikleri mallar
  • Sosyal güvenlik ve sosyal yardım kuruluşlarının vb. yaptığı ödemeler
  • Kişisel malların gelir ve getirileri
  • Çalışma gücü kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
  • Edinilmiş mal yerine konulabilen değerler

Mal Rejimi Tasfiyesi Dışında Tutulacak Değerler (Kişisel Mallar)

  • Eşlerin kişisel kullanımına özgülenmiş eşyalar
  • Manevi tazminat alacakları
  • Kişisel mal yerine geçen değerler
  • Evlilik esnasında eşlerden birinin miras neticesinde yahut da karşılıksız kazandırma neticesinde elde ettiği malvarlığı değerleri

Mal Rejiminin Sona Ermesi

Mal rejimi aşağıdaki hallerde son bulacaktır ve belirtilen halleri şu şekilde açıklayabiliriz:

  • Taraflar arasında farklı bir mal rejiminin kabul edilmesi
  • Mahkeme tarafından evliliğin iptal edilmesi
  • Boşanma sebebiyle sona ermesi
  • Eşlerin birinin ölmesi suretiyle mal rejiminin sona ermesi

Bunun dışında 4721 sayılı kanun çerçevesinde edinilmiş malların tasfiyesi sırasında taraflar değer artış payı alacağı ve katılma alacağı taleplerini de ileri sürebilirler. Boşanma davaları neticesinde gerçekleştirilen mal rejimi tasfiyesi boşanmanın tarafı olan eşlerin hangi mal rejimine tabi olduğunun belirlenmesi ve buna uygun olarak, hak kaybının önüne geçilmek amacıyla gerçekleştirilmektedir. Tarafların sıklıkla sorun yaşadığı mal rejimi tasfiyesi alanında hukuk bürosu olarak müvekkillere uzman avukat kadromuzla dava ve danışmanlık hizmeti sunmaktayız.


Bu Makaleyi Paylaş