Ayıplı Mal Karşısında Tüketicilerin Korunması

Ayıplı Mal Karşısında Tüketicilerin Korunması

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK) 7.11.2013 tarihinde kabul edilerek 28.11.2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. 4077 sayılı mülga kanundan içerik ve uygulama bakımından önemli nitelikte farklılıklar gösteren 6502 sayılı TKHK, bu yazımızda kaleme alacağımız ‘ayıplı mal’ kavramı ve hükümleri açısından da birtakım değişiklikleri gündeme getirmektedir. Ayıplı mala ilişkin hükümler 6502 sayılı kanunun 8 ile 12. maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Ayıplı Mal Kavramı

6502 sayılı TKHK madde 8, ayıplı mal kavramının tanımını ve içeriğini düzenlemektedir. Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır.

Aşağıda ifade edilen mallar da ayıplı mal olarak kabul edilmektedir;

➢     Ambalaj, etiket, tanıtma veya kullanım kılavuzunda ve reklam - ilanlarda yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan,

➢     Satıcı tarafından bildirilen yahut da teknik düzenlemesinde belirtilen niteliğe aykırı olan,

➢     Benzeri olan malların kullanım amacını kapsamayan,

➢     Tüketicinin makul surette beklediği faydaları azaltan yahut da ortadan kaldıran maddi, hukuki ve ekonomik eksiklikler içeren mallar.

Ayıplı Mal dan Sorumluluk

Ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin düzenleme 6502 sayılı kanunun 9. maddesinde yer almaktadır. Buna göre satıcının yükümlülüğü, malın tesliminin satış sözleşmesine uygun olarak gerçekleştirilmesidir.

Satıcı, kendisinden kaynaklı olmayan reklam kanalıyla yapılan açıklamalardan haberdar olmadığını ve haberdar olmasının mümkün olmadığı durumlarda yahut da yapılan açıklamanın satış sözleşmesinin kurulma kararı ile nedensellik bağı içinde olmadığını ispat etmesi durumunda açıklamanın içeriğiyle bağlı olmaktan kurulacaktır.

Ayıplı Mal da İspat Yükü

Bir malda teslim tarihinden itibaren 6 ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilmekte ve bu husus karine teşkil etmektedir. Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcı tarafından gerçekleştirilecektir.

Sözleşmenin kurulduğu tarihte tüketicinin ayıptan haberdar olduğu ya da haberdar olmasının kendisinden beklendiği durumlarda sözleşmeye aykırılık söz konusu olmamaktadır. Bu hususların kapsamı dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır.

Tüketici haklarının korunmasına ilişkin mevzuat kapsamında ele alınan tüketici hakları, özel hukuk alanında tüketicilerin maruz kalacağı sorunların ilgili düzenlemeler çevresinde tüketici lehine çözüm sunma odaklı fonksiyon sergilemektedir. Kanun kapsamında tüketicilerin hangi sürelerde satıcıya bildirimde bulunacağı, satıcının yükümlülüklerini yerine getirmesine ilişkin düzenlemeler ve hukuki ihtilafların bulunması durumunda yargı merci olan Tüketici Mahkemelerine başvuru hakkı düzenlenmiştir. Tüketiciler açısından önem arz eden konu ayıplı mala ilişkin tanınmış olan sürelere riayet edilerek hak kaybının önüne geçilmesidir. Bu alanda taraflar arasında yapılacak olan sözleşmenin hükümleri tüketicinin aleyhine genişletilemeyeceği ilgili düzenlemede dile getirilmiştir. Kişilerin hak kaybına uğramaması ve kanunda belirtilen süreleri kaçırmaması adına alanında uzman bir avukat vasıtasıyla danışmanlık hizmeti alınması önem taşımaktadır. Proaktif Hukuk alanında uzman avukatlar vasıtasıyla tüketici hukukuna ilişkin ihtilaflarda müvekkillerine kaliteli ve sonuç odaklı bir danışmanlık hizmeti sunmaktadır.

Ayıplı Mal da Tüketicinin Seçimlik Hakları

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. maddesinde malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketiciye tanınan 4 seçimlik hak söz konusudur. Tüketicilere tanınmış olan seçimlik haklar şunlardır:

  1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
  2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,
  3. Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
  4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme.

Satıcı, tüketicinin talebi doğrultusunda tercih edilen seçimlik hak talebini yerine getirmekle yükümlü tutulmuştur.

Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.

Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi haklarından birinin seçilmesi durumunda bu talebin satıcıya, üreticiye veya ithalatçıya yöneltilmesinden itibaren azami otuz iş günü, konut ve tatil amaçlı taşınmazlarda ise altmış iş günü içinde yerine getirilmesi zorunludur. Ancak, bu Kanunun 58 inci maddesi uyarınca çıkarılan yönetmelik eki listede yer alan mallara ilişkin, tüketicinin ücretsiz onarım talebi, yönetmelikte belirlenen azami tamir süresi içinde yerine getirilir. Aksi halde tüketici diğer seçimlik haklarını kullanmakta serbesttir.

Tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim hakkını seçtiği durumlarda, ödemiş olduğu bedelin tümü veya bedelden yapılan indirim tutarı derhal tüketiciye iade edilir.

Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar, tüketicinin seçtiği hakkı yerine getiren tarafça karşılanır. Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir.

Ayıplı Malda Zamanaşımı

Ayıplı maldan dolayı sorumluluk, kanunda ya da taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde ve ayıbın sonradan ortaya çıkması durumunda dahi, ilgili malın tüketiciye teslimi anından itibaren 2 yıllık zamanaşımına tabidir. Belirtilen süre tatil amaçlı gayrimenkullerde ve konutlarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren 5 yıl olarak düzenlenmiştir.

Kanunun 10. maddesinin hükümleri ayrık olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu 1 yıldan, konut veya tatil amaçlı gayrimenkullerde ise 3 yıldan az olamayacağı düzenlenmiştir. Ayıbın, ağır kusur ya da hile ile gizlenmesi durumunda zamanaşımı hükümleri uygulanmayacaktır.

Kaynaklar

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/11/20131128-1.htm


Bu Makaleyi Paylaş