Kasten Adam Yaralama Suçu ve Cezası (TCK 89)

Kasten Adam Yaralama Suçu ve Cezası (TCK 89)

Kasten yaralama suçu, bilerek ve isteyerek başkasının vücuduna acı verme veya sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına sebep olma fiillerinin gerçekleştirilmesiyle işlenebilen bir suçtur.

Kasten yaralama suçunu işleyenler hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

 

Basit Yaralama Suçu

 

Kasten yaralama fiilinin kişi üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olması halinde, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası na hükmolunur.

 

Kasten Yaralama Cezanın Artırılmasını Gerektiren Nitelikli Haller

 

Kasten yaralama suçunun;

  • Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı,

  • Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,

  • Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,

  • Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,

  • Silahla,

İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza yarı oranında artırılır.

 

Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama

 

Kasten yaralama fiili, mağdurun;

  • Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

  • Konuşmasında sürekli zorluğa,

  • Yüzünde sabit ize,

  • Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

  • Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, belirlenen ceza bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci duruma giren hallerde üç yıldan, üçüncü duruma giren hallerde beş yıldan az olamaz.

 

Kasten yaralama fiili, mağdurun;

  • İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

  • Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

  • Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

  • Yüzünün sürekli değişikliğine,

  • Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci duruma giren hallerde beş yıldan, üçüncü duruma giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.

 

Kanun koyucu, kasten yaralama sonucu meydana gelebilecek ağır neticeler için, failin daha fazla ceza almasını öngörmüştür.

Kasten Yaralama Sonucu Kemik Kırılması 

Kasten Yaralama Sonucu Kemik Kırılması

 

Kasten yaralamanın vücutta kemik kırığı veya çıkığına neden olması halinde belirlenen ceza, kırığın veya çıkığın hayat fonksiyonlarına etkisine göre yarısına kadar artırılır.

 

Kasten Yaralama Sonucu Ölüm Meydana Gelmesi

 

Kasten yaralama sonucu mağdur ölürse, durumun özelliğine göre sekiz yıldan on altı yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

 

Kasten Yaralamanın İhmali Davranışla İşlenmesi

 

Kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi; failin belirli bir hareket yapması gerekirken yapmayarak birinin yaralanmasına sebep olmasıdır. Ayrıca failin kanundan, sözleşmeden veya işin gereğinden, meydana gelebilecek neticeyi önleme yükümlülüğü bulunmalıdır.

 

Örneğin bir bebek bakıcısı, emekleyen bir bebeği tehlikelerden korumak yükümlülüğü altındadır. Kenarları sivri sehpaya doğru emekleyen bebeğin kafasını sehpaya çarpabileceğini görmesine rağmen hiçbir şey yapmazsa ve çocuk kafasını sehpaya çarparak yaralanırsa, kasten yaralama suçu ihmali davranışla işlenmiş olur.

Kasten Yaralama Suçu ve Cezası 

Kasten Yaralama ile Öldürmeye Teşebbüs Arasındaki Farklar

 

Yaralamayı adam öldürmeye teşebbüsten ayırmayı sağlayacak kriterler şunlardır:

  1. Fail ile mağdur arasında husumet bulunup-bulunmadığı, varsa sebebi ve mahiyeti yani ağırlık derecesi,

  2. Failin saldırıda kullandığı alet, bu aletin gücü ve etki mesafesi,

  3. Fail ile mağdurun bulundukları yerin durumu, aralarındaki mesafe,

  4. Yara bölgesi ve ağırlık durumu,

  5. Olayın sebebine göre başlangıç, devam ve sona erme aşamalarını kapsayan oluşum,

  6. Öldürmeye yönelik icrai hareketlerin failin iradesi dışında tamamlanamamış veya tamamlanmış olmasına rağmen neticenin meydana gelmemiş olması.

 

Kasten Yaralama Suçunda Hukuka Uygunluk Nedenleri

 

  1. Kanun hükmü ve amirin emri: Örneğin polisler açısından ölçüsünü aşmadığı sürece bazı durumlara sivillere müdahale etme hakları vardır. Dolayısıyla bu fiiller suç teşkil etmez.

  2. Zorunluluk hali: Zorunluluk hali, daha çok başkasının canına değil malına zarar verildiğinde uygulanır. Örneğin, bir ormanda kaybolan ve bir tilki tarafından kovalanan bir kişi, ışığı yanan bir kulübe görür ve saklanmak için kulübenin camını veya kapısını kırarak içeri girerse bu zorunluluk hali oluşturur ve kişiye ceza verilmez.

  3. Meşru savunma: Kendisine yönelik haksız bir saldırıyı def etmek için başka bir çaresi olmayan kişi bu suçu işlerse, ceza verilmez. Fakat kasten yaralamada kendisine vuran kişiye karşılık olarak kasten yaralama suçu işlendiği hallerde, meşru savunma hükümleri uygulanmaz.

     Bu durumlarda haksız tahrik hükümleri uygulanır. Haksız tahrik, kendisine yöneltilen bir fiilden dolayı kapıldığı şiddetli elem,öfke ve hiddet duyguları ile suçun işlenilmesidir. Haksız tahrik durumunda cezada indirim yapılır.  

 

Hukuka uygunluk nedenlerinin varlığı halinde suç oluşmaz ve kişiye ceza verilmez.

 
Kasten Yaralama Suçu ve Cezası Şikayet

Kasten Yaralama Suçunda Şikayet

 

Basit tıbbi bir müdahale ile giderilebilecek sonuç doğurmuş yaralama suçu şikayete tabidir. Suç işlenmesinden itibaren 6 ay geçmekle şikayet hakkı düşer.

Diğer haller için suç şikayete tabi değildir. Savcılık makamı suç işlendiğini öğrendiğinde dava zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturma ve kovuşturma yapabilir.

 

Görevli ve Yetkili Mahkeme

 

Suçun temel şekli için görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi, kasten yaralama sonucu ölüm meydana gelmesi halinde ise görevli mahkeme Ağır Ceza Mahkemesi’dir.

Kasten yaralama suçunda yetkili mahkeme, suçun gerçekleştiği yer mahkemesidir.

 

Kasten Yaralama Suçunda Dava Zamanaşımı

 

Kasten yaralama suçunda dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 yıldır.

Nitelikli haller ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamada dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren 15 yıldır.


Yargıtay Kararı

2. Ceza Dairesi

2010/3910 E.,

2010/26923 K.

 

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

 

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olması nedeniyle mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.

 

Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;

 

5237 sayılı TCK'nın 6. maddesinin 4. bendine göre saldırı ve savunma amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeylerin de silahtan sayılacağının düzenlenmesi karşısında; sanığın olay yerindeki yanan sobanın üzerinde bulunan çaydanlığı katılanın göğüs bölgesine doğru atmak suretiyle içindeki yakacak derecede sıcak su ve çayı dökerek yaraladığı olayda sıcak su ve çayın niteliği ile olaydaki kullanılış şekli mağdurda meydana gelen yaranın niteliği dikkate alınarak silah kabul edilmek suretiyle sanığın cezasında aynı Kanun'un 86/3-e maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de; sanığın aynı zamanda görümcesi olan katılanın kendisi hakkında dedikodu yaptığı iddiası üzerine eylemini gerçekleştirmiş olması karşısında; hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının gerekçeleri gösterilmek suretiyle tartışılmadan yazılı şekilde TCK'nın 29. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,

 

Bozmayı gerektirmiş, üst C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi (BOZULMASINA), 29.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu Makaleyi Paylaş