Borç verdim, paramı alamıyorum diyen birçok kişi, elden ya da EFT yoluyla verdiği parayı nasıl geri alabileceğini merak ediyor. Borç verilen paranın geri alınması, Türk Borçlar Kanunu’nda “tüketim ödüncü” olarak tanımlanan bir hukuki ilişkiye dayanmaktadır. Ancak borcun yazılı belgeyle ispat edilmemesi, dekont açıklamasında “borç” ibaresi bulunmaması ya da taraflar arasında açık bir sözleşme yapılmaması durumunda, alacak tahsilatı süreci oldukça karmaşık hale gelmektedir. Elden borç ispatı, banka dekontlarının delil niteliği, icra takibi başlatma şartları ve alacak davası açma süreçleri bu noktada büyük önem taşımaktadır.
Peki, borç verilen para nasıl geri alınır, EFT veya havale ile verilen borç tahsil edilebilir mi, elden verilen borç için hangi deliller geçerlidir ve paramı alamıyorum, ne yapmalıyım sorularının hukuki yanıtları nelerdir?
Bu makalede, borç tahsilatı ve alacak tahsilatı sürecini tüm yönleriyle açıklayarak, borçlu tarafından ödenmeyen paranın icra takibi, dava ve diğer yasal yollarla nasıl tahsil edileceğini adım adım ele alacağız.
Borç Verilen Para Nasıl Alınır?
Borç verilen paranın geri alınması, her şeyden önce hukuken geçerli bir alacak hakkının ispatına bağlıdır. Borç, ister elden, ister EFT veya havale yoluyla verilmiş olsun, borçlunun ödeme yapmaması durumunda alacaklı kişinin parasını tahsil edebilmesi için belirli yasal adımlar izlemesi gerekmektedir. Bu süreçte en önemli konu, borcun gerçekten verildiğinin ve geri ödenmediğinin ispatıdır.
Eğer borç yazılı bir sözleşme, senet, dekont veya mesaj kayıtları gibi belgelerle destekleniyorsa, alacaklı bu delilleri kullanarak önce ihtarname gönderebilir, ardından icra takibi başlatabilmektedir. Bu aşamada, icra takibiyle borç tahsilatı genellikle en hızlı ve etkili yoldur. Ancak borçlu, yapılan takibe itiraz ederse, süreç alacak davasına dönüşmektedir.
Borç elden verildiyse ve yazılı bir belge yoksa, durum daha dikkatli bir delil stratejisi gerektirmektedir. Tanık beyanları, mesaj kayıtları veya banka hareketleri, elden verilen borcun ispatında kullanılabilmektedir. Özellikle EFT veya havale yoluyla yapılan ödemelerde dekont açıklamasına “borç” ibaresi yazmak, mahkeme sürecinde alacağın ispatını büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır.
Kısacası, borç verilen para nasıl alınır sorusunun yanıtı hem ispat araçlarına hem de izlenecek hukuki yollara göre değişmektedir. Borçlu tarafından ödenmeyen paralar için önce yazılı ihtar çekilmeli, ardından icra takibi veya alacak davası açılmalıdır. Bu süreçte borç tahsilatı ve alacak tahsilatı konusunda uzman bir avukattan destek almak hem yasal sürelerin kaçırılmaması hem de alacağın güvenli biçimde tahsili açısından son derece önemlidir.
Tüketim Ödüncü (Borç Verme) Nedir?
Borç ilişkisi, Türk Borçlar Kanunu’nda “tüketim ödüncü sözleşmesi” olarak düzenlenmektedir. Tüketim ödüncü, bir kimsenin belirli bir miktar parayı veya misli bir eşyayı başka bir kişiye geri ödenmek üzere vermesi anlamına gelmektedir. Bu sözleşmede ödünç veren kişi “alacaklı”, borç alan kişi ise “borçlu” sıfatını taşımaktadır. Taraflar arasındaki bu ilişki, borç verilen paranın geri ödenmesini zorunlu kılan hukuki bir borç doğurur.
Tüketim ödüncü genellikle para borcu şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Örneğin, bir kişi arkadaşına veya akrabasına belirli bir süre sonra geri ödenmek üzere para verdiğinde, bu işlem bir tüketim ödüncü sözleşmesi oluşturur. Bu durumda borçlu, aynı cinsten ve miktarda parayı belirlenen tarihte iade etmekle yükümlüdür. Eğer taraflar arasında vade kararlaştırılmamışsa, borç veren kişi makul bir süre sonra parasını geri isteme hakkına sahiptir.
Hukuki açıdan geçerli bir tüketim ödüncü sözleşmesinde, borcun ispatı büyük önem taşımaktadır. Elden verilen borçlarda yazılı belge, senet veya dekont gibi kanıtların bulunmaması, alacaklının ileride “paramı alamıyorum” durumuyla karşılaşmasına yol açabilmektedir. Bu nedenle, borç verirken yazılı bir sözleşme yapılması veya noter onaylı borç belgesi düzenlenmesi, hem alacağın güvence altına alınmasını hem de borç tahsilatı sürecinin kolaylaşmasını sağlamaktadır.
Sonuç olarak, tüketim ödüncü, borç verilen paranın hukuken geri alınabilmesini sağlayan en temel sözleşme türüdür. Taraflar arasındaki bu ilişki, yalnızca güvene değil, aynı zamanda belgelere ve yasal kurallara dayanmalıdır. Aksi hâlde, borçlu ödeme yapmadığında icra takibi veya dava açmak gerekebilmektedir.
Nasıl Borç Vermeliyim? (Güvenli Borç Verme Yöntemleri)
Borç vermek, özellikle yakın çevre içinde sıklıkla güven esasına dayalı olarak yapılan bir işlemdir. Ancak her yıl binlerce kişi, “borç verdim, geri alamıyorum” sorunuyla karşılaşmaktadır. Bu nedenle borç verirken yalnızca güvene değil, hukuken geçerli belgelere de dayanmak gerekmektedir. Güvenli borç verme, hem alacağın ispatını kolaylaştırır hem de ileride doğabilecek uyuşmazlıkların önüne geçmektedir.
En güvenli borç verme yöntemi, taraflar arasında yazılı bir borç sözleşmesi yapılmasıdır. Bu sözleşmede borç miktarı, geri ödeme tarihi, faiz şartı (varsa) ve tarafların kimlik bilgileri açıkça belirtilmelidir. Borç miktarı yüksekse, sözleşmenin noter onaylı olarak düzenlenmesi hem delil gücünü artırır hem de icra takibi sürecinde kolaylık sağlamaktadır.
Bir diğer güvenli yöntem, borcun senet (bono) karşılığında verilmesidir. Senet, borçlunun belli bir miktarı belirli bir tarihte ödeyeceğini yazılı olarak taahhüt ettiği bir belgedir. Senetle borç vermek, icra takibi aşamasında büyük avantaj sağlar; çünkü senet doğrudan ilamsız icra takibine konu edilebilmektedir.
Borç EFT veya havale yoluyla verilecekse, dekont açıklamasına mutlaka “borç”, “ödünç” veya “geri ödenecek” gibi ifadeler yazılmalıdır. Bu ifade, ileride açılacak bir alacak davasında veya icra takibinde borcun ispatı açısından çok önemlidir.
Güvenli borç verme yöntemleri arasında en etkili olanlar;
Bu adımlar izlendiğinde, borç verilen para hem güvence altına alınır hem de borçlu ödeme yapmadığında alacak tahsilatı süreci çok daha kısa ve etkili şekilde ilerler. Unutulmamalıdır ki, güven duygusu borç ilişkilerinin temelidir; ancak hukuki belge olmadan verilen her borç, ileride ciddi kayıplara yol açabilmektedir.
Borç Verilen Para Ne Zaman Geri Alınabilir?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenlerin en çok merak ettiği sorulardan biri, borç verilen paranın ne zaman geri alınabileceğidir. Borç, taraflar arasında belirli bir vade ile kararlaştırılmışsa, geri ödeme süresi vade bitiminde başlar. Ancak vadesiz borçlarda, alacaklı kişi makul bir süre sonunda borcunu talep etme hakkına sahiptir. Bu süre, borcun türüne, ödeme şartlarına ve taraflar arasındaki anlaşmaya göre değişebilmektedir.
Elden verilen borçlarda tanıklar, mesajlar ve yazılı belgeler, borcun geri alınabilir zamanını destekleyen önemli delillerdir. EFT veya havale ile verilen borçlarda ise banka dekontları ve açıklamalar borcun verildiği tarihi kanıtlar; özellikle dekontta “borç” veya “ödünç” ifadesi yer alıyorsa, alacak tahsilatı sürecinde güçlü bir delil oluşturur.
Borçlu ödeme yapmazsa, alacaklı önce yazılı ihtarname göndererek borcun geri ödenmesini talep etmelidir. İhtar süresi dolduktan sonra, borçlu hala ödeme yapmazsa icra takibi başlatılabilir veya alacak davası açılabilir. Böylece borç verilen para, yasal haklar çerçevesinde tahsil edilebilmektedir.
Borç Verilen Para İçin Noter Onaylı Sözleşme Nasıl Hazırlanır?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenlerin en büyük hatalarından biri, borcu resmi bir belgeyle güvence altına almamaktır. Noter onaylı borç sözleşmesi, borç ilişkisini yazılı ve resmi bir belgeye dönüştürerek, borç tahsilatı sürecinde güçlü bir delil sağlar ve alacak tahsilatını güvence altına alır.
Sözleşme hazırlanırken, borcun miktarı, geri ödeme tarihi, faiz şartları (varsa) ve tarafların kimlik bilgileri açıkça belirtilmelidir. Elden verilen borçlar, EFT veya havale ile yapılan borçlar için de noter onaylı sözleşme kullanılabilir. Böylece, borçlu ödeme yapmazsa, sözleşme ile birlikte icra takibi başlatılabilir veya alacak davası açılabilmektedir.
Noter onaylı sözleşme aynı zamanda borcun hukuken ispatı açısından kritik öneme sahiptir. İleride borçlu ile yaşanacak anlaşmazlıklarda, sözleşme sayesinde borcun verildiği ve geri ödenmediği kolaylıkla kanıtlanabilir. Bu nedenle, borç tahsilatı ve alacak tahsilatı süreçlerinde noter onaylı sözleşme hazırlamak, borç verilen parayı güvenli bir şekilde geri almak için en etkili yöntemlerden biridir.
Elden Verilen Borç Nasıl İspatlanır?
Elden borç verilen parayı geri almak, resmi bir belge olmadığı durumlarda sıkça sorun yaratır. Borç verdim, paramı alamıyorum diyen kişilerin karşılaştığı en büyük zorluk, elden verilen borcun ispatıdır. Ancak doğru deliller kullanıldığında, alacak tahsilatı süreci güçlü bir şekilde ilerleyebilir.
Elden borcun ispatında kullanılabilecek başlıca yöntemler şunlardır:
Borçlu ödeme yapmazsa, alacaklı kişi önce yazılı ihtarname ile borcun ödenmesini talep eder, ardından gerekirse icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilir. Elden verilen borcun ispatı ne kadar güçlü olursa, borç tahsilatı süreci o kadar hızlı ve sorunsuz ilerlemektedir.
EFT İle Borç Para Verdim, Geri Alamıyorum
EFT yoluyla borç verdiğinizde, çoğu kişi “Borç verdim, paramı geri alamıyorum” sorunu ile karşılaşır. Neyse ki, banka kayıtları ve dekontlar, borcun ispatı açısından güçlü bir delil oluşturur ve borç tahsilatında büyük avantaj sağlamaktadır. Borç tahsilatı için uzman tahsilat avukatı ile çalışmak hak kayıplarını önlemektedir.
EFT ile yapılan borçlarda dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:
Borçlu ödeme yapmazsa, icra takibi başlatmak veya alacak davası açmak mümkündür. EFT ile verilen borçlarda, banka kayıtları sayesinde elden verilen borca kıyasla ispat daha güçlü ve tahsilat süreci daha hızlıdır. Bu nedenle, borç tahsilatı ve alacak tahsilatı süreçlerinde EFT delilleri büyük önem taşımaktadır.
Havale İle Borç Para Verdim, Geri Alamıyorum
Havale yoluyla borç verdiğinizde de sıkça karşılaşılan durum, “Borç verdim, paramı geri alamıyorum” sorunudur. EFT ile benzer şekilde, havale işlemleri de borcun ispatı ve alacak tahsilatı açısından güçlü deliller sunar.
Havale ile verilen borçlarda dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
Havale ile yapılan borç transferlerinde, bankadan alınan dekontlar ve açıklamalar, borç tahsilatı sürecinde elden borca göre çok daha güçlü bir delil mekanizması sunar. Bu sayede alacak tahsilatı ve borç geri alma işlemleri daha hızlı ve güvenli şekilde yürütülebilir.
Dekont Açıklamasına “Borç” Yazmanın Önemi
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenlerin sıklıkla gözden kaçırdığı bir detay, dekont açıklamasına “borç” yazmaktır. EFT veya havale yoluyla yapılan ödemelerde, dekont açıklamasına borçla ilgili ifadelerin eklenmesi, borcun ispatı ve alacak tahsilatı sürecinde kritik öneme sahiptir.
Dekont açıklamasına “borç”, “ödünç” veya “geri ödenecek” gibi ifadelerin yazılması, bankadan alınacak belgelerin mahkemede veya icra takibinde resmi delil niteliği kazanmasını sağlar. Bu sayede borçlu, ödemeyi geciktirdiğinde veya ödeme yapmadığında, alacaklı kişi icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilmektedir.
Ayrıca, dekont açıklamasına borç yazılması, ileride doğabilecek anlaşmazlıklarda borcun niteliğini netleştirir ve alacak tahsilatı sürecini hızlandırır. Özellikle büyük miktarlarda borçlarda veya vade belirlenen borçlarda, bu basit önlem, borçlu ile yaşanacak ihtilafların çözümünü kolaylaştırır.
Borç Verilen Para İçin İcra Takibi Nasıl Başlatılır?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenlerin en etkili hukuki yollarından biri, icra takibi başlatmaktır. Borçlu ödeme yapmadığında, alacaklı kişi icra dairesine başvurarak alacağını yasal yollarla tahsil edebilmektedir.
İcra takibi başlatmak için öncelikle borcun yazılı şekilde ispatlanması gerekmektedir. EFT veya havale ile verilen borçlarda banka dekontları, elden verilen borçlarda ise tanık beyanları, mesajlar veya noter onaylı sözleşme delil olarak kullanılabilmektedir. Daha sonra alacaklı kişi, ödeme emri talebiyle icra dairesine başvurur. Borçluya ödeme emri tebliğ edilir ve belirlenen süre içinde ödeme yapılmazsa haciz işlemleri başlatılabilmektedir.
İcra takibi, borç tahsilatı sürecinde hızlı ve etkili bir yöntemdir. Alacaklı, borçluya karşı hem para tahsilini güvence altına alır, hem de borcun geri alınamaması durumunda yasal haklarını kullanmış olur. Bu süreçte icra takibi başlatmak, borç geri alma işlemlerinin en temel ve güvenli adımıdır. Bu süreçte uzman bir icra avukatı desteği alarak alacaklarınızı tahsil edebilir ve hak kayıplarının önüne geçebilirsiniz.
Borç Verilen Para İçin Alacak Davası Nasıl Açılır?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenlerin başvurabileceği bir diğer hukuki yol, alacak davası açmaktır. Borçlu ödeme yapmadığında, alacaklı kişi mahkemeye başvurarak borcun tahsilini talep edebilmektedir.
Alacak davası açarken öncelikle borcun ispatı gerekir. Elden verilen borçlarda tanıklar, mesajlar veya yazılı sözleşmeler, EFT ve havale ile yapılan borçlarda ise banka dekontları ve açıklamalar delil olarak kullanılabilir. Davada, borç miktarı, ödeme tarihi ve faiz (varsa) gibi bilgiler açıkça belirtilmelidir.
Mahkeme, borcun doğruluğunu kabul ederse, borçluya ödeme yükümlülüğü getiren bir karar verir. Borçlu bu karara uymadığında, karar ilamlı icra takibine konu olarak alacak tahsilatı sağlanabilir. Alacak davası, özellikle yazılı delilleri olmayan durumlarda borcun geri alınması için etkili bir hukuki yöntemdir. Alacak tahsili noktasında yetkinlik kazanmış tahsilat avukatı ile süreç yönetimi mağduriyetleri engellemektedir.
Paramı Tahsil Edemiyorum, Haklarım Neler?
Paramı Alamıyorum, Nereye Şikayet Edebilirim?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenler için bir diğer kritik soru, parayı alamadıklarında nereye şikayette bulunabilecekleridir. Borçlu ödeme yapmazsa, alacaklı kişi çeşitli hukuki yollarla hakkını arayabilir.
Öncelikle, borcun ispatı sağlanmalıdır. Elden verilen borçlarda tanık beyanları ve yazılı belgeler, EFT veya havale ile yapılan borçlarda banka dekontları ve açıklamalar delil niteliği taşır. Bu delillerle birlikte alacaklı, borcun tahsili için öncelikle yazılı ihtarname göndererek borcun ödenmesini talep edebilmektedir.
Eğer borçlu ödeme yapmazsa, alacaklı icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilir. Ayrıca bazı durumlarda, tüketici kredisi veya borç ilişkisi kapsamında Tüketici Hakem Heyetleri’ne veya ilgili yasal mercilere şikayette bulunmak mümkün olabilir. Böylece, borç tahsilatı süreci hem hukuki zeminde güvence altına alınır hem de alacaklı haklarını etkin şekilde kullanabilmektedir.
Borç Verilen Paranın İadesiyle Faiz Talep Edilebilir mi?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenler için sık sorulan bir diğer soru, borç verilen paranın iadesiyle faiz talep edilip edilemeyeceğidir. Borç ilişkilerinde, borcun geri ödenmemesi durumunda faiz talep etme hakkı hukuken mümkün olabilmektedir.
Eğer taraflar arasında borç sözleşmesinde faiz şartı belirtilmişse, borçlu ödemeyi geciktirdiğinde alacaklı, sözleşmede belirtilen faiz oranı üzerinden gecikme faizi talep edebilir. Vadesi geçen borçlar için de TMK ve Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yasal faiz uygulanabilir. EFT veya havale ile yapılan borç ödemelerinde, banka dekontları faiz hesaplamasında delil olarak kullanılabilmektedir.
Faiz talebi, borç tahsilatı ve alacak tahsilatı süreçlerinde alacaklının hakkını koruyan önemli bir unsurdur. Borçlu ödeme yapmazsa, alacaklı icra takibi veya alacak davası açarak hem anapara hem faiz alacağını tahsil edebilir. Böylece borç verilen para, sadece geri alınmakla kalmaz, aynı zamanda gecikme nedeniyle oluşan haklar da korunmaktadır.
Borç Verilen Para Aynı Cinste mi Geri Alınır?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenlerin sıkça merak ettiği konulardan biri, borç verilen paranın aynı cinste geri alınması gerekip gerekmediğidir. Borçlar hukuku kapsamında, borç verilen cins ile geri ödenmelidir; yani para borç olarak verilmişse aynı miktar para ile geri ödenmektedir.
Elden verilen borçlarda veya banka üzerinden EFT/havale ile yapılan ödemelerde, geri ödeme aynı para birimi veya değeri üzerinden yapılmalıdır. Örneğin TL olarak verilen borç, TL cinsinden geri alınmalıdır; döviz veya başka bir kıymet ile ödeme, ancak taraflarca ayrıca kararlaştırılmışsa geçerli olur.
Bu kural, borç tahsilatı ve alacak tahsilatı süreçlerinde netlik sağlar ve olası anlaşmazlıkları önler. Borçlu ödeme yapmazsa, alacaklı icra takibi veya alacak davası ile hem borcun anaparasını hem de gecikme faizi (varsa) talep edebilir. Böylece borç geri alma süreci, hukuki zeminde güvence altına alınmaktadır.
Borç Tahsilatı Nasıl Yapılır?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenler için en kritik süreçlerden biri, borç tahsilatıdır. Borç tahsilatı, alacaklının hukuki haklarını kullanarak borcunu geri almasını sağlayan adımlar bütünüdür.
Borç tahsilatı sürecinde öncelikle borcun ispatı önemlidir. Elden verilen borçlarda tanık beyanları ve yazılı belgeler, EFT veya havale ile yapılan borçlarda ise banka dekontları delil olarak kullanılabilir. Ardından borçluya yazılı ihtarname gönderilerek borcun ödenmesi talep edilir.
İhtar süresi dolduktan sonra ödeme yapılmazsa, alacaklı icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilir. Borç tahsilatı süreci, doğru deliller ve hukuki adımlar ile yürütüldüğünde, alacaklı parayı güvenli ve hızlı şekilde geri alabilir. Ayrıca borç sözleşmesi veya senet varsa, tahsilat süreci daha güçlü ve sorunsuz ilerlemektedir.
Alacak Tahsilatı Nasıl Yapılır?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenlerin sıkça başvurduğu yöntemlerden biri de alacak tahsilatıdır. Alacak tahsilatı, borçludan paranın geri alınması sürecinde izlenen hukuki ve pratik adımları kapsamaktadır.
Alacak tahsilatında öncelikle borcun yazılı delillerle ispatı gerekir. Elden verilen borçlarda tanık beyanları ve yazışmalar, EFT veya havale ile yapılan borçlarda banka dekontları kullanılabilir. Ardından borçluya yazılı ihtarname gönderilerek borcun ödenmesi talep edilir.
Ödeme gerçekleşmezse, alacaklı icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilir. Bu süreçte, borç sözleşmesi veya senet gibi belgeler tahsilatın hızını ve güvenliğini artırır. Alacak tahsilatı sürecinde doğru adımlar atıldığında, borç geri alma işlemi hem hızlı hem de hukuki olarak güvence altına alınmış olur.
Alacak Tahsilatı İçin Avukat Tutmak Gerekir mi?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenlerin merak ettiği bir diğer konu, alacak tahsilatı sürecinde avukat tutmanın gerekliliğidir. Her borç tahsilatı için avukat zorunlu olmasa da, özellikle borçlu ödeme yapmıyorsa ve icra veya dava süreci başlatılacaksa profesyonel hukuki destek almak avantaj sağlamaktadır.
Avukat, borç tahsilatı ve alacak tahsilatı süreçlerinde şunları sağlar:
Borç tahsilatını kendi başınıza da yapabilirsiniz, ancak avukat desteği süreci hızlandırır ve hukuki riskleri azaltır. Özellikle büyük miktarlı borçlar veya karmaşık borç ilişkilerinde tahsilat avukatı tutmak, alacak tahsilatının başarı şansını artırır.
Borç Tahsilatı Masraflarını Kim Öder?
Borç verdim, paramı geri alamıyorum diyenlerin merak ettiği konulardan biri de, borç tahsilatı sürecinde masrafların kimin tarafından ödeneceğidir. Borç tahsilatı sürecinde oluşan masraflar, borçlu ödemediğinde alacaklıya yansıyabilir.
İcra takibi veya alacak davası açıldığında, mahkeme veya icra masrafları ortaya çıkar. Genel olarak, borçlu borcunu ödemezse masraflar ve giderler borçluya yüklenir. Örneğin:
Borç tahsilatı sürecinde bu masraflar, icra dairesi veya mahkeme tarafından borçluya rücu edilir. Böylece, borç veren kişi sadece anapara ve faiz değil, aynı zamanda tahsilat sürecinde oluşan giderlerini de alabilir.
SIKÇA SORULAN SORULAR
Borç Verdiğim Kişi Borcunu Ödemiyor Ne Yapmalıyım?
Borç verdiğiniz kişi ödeme yapmıyorsa, öncelikle yazılı ihtarname göndererek borcun ödenmesini talep etmelisiniz. Ödeme gerçekleşmezse, icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilirsiniz. Borcun ispatı için EFT/havale dekontları, elden borçta tanık beyanları veya sözleşmeler delil olarak kullanılabilir.
Elden Verilen Borç Parayı Nasıl İspatlarım?
Elden verilen borcun ispatı için tanık beyanları, yazılı mesajlar, e-posta yazışmaları veya noter onaylı borç sözleşmesi kullanılabilir. Bu deliller, icra takibi veya alacak davası sürecinde borcun geri alınmasını sağlar.
Verdiğim Borç Para İçin Faiz İsteyebilir Miyim?
Borç sözleşmesinde faiz şartı varsa veya kanunda öngörülen gecikme faizi uygulanabiliyorsa, borçlu ödeme yapmazsa faiz talep edebilirsiniz. Bu, hem anapara hem de gecikme nedeniyle oluşan haklarınızı korur.
Borç Paranın Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Borçların zamanaşımı süresi, Türk Borçlar Kanunu’na göre 5 yıldır. Ancak faizli borçlarda veya özel sözleşmelerde bu süre değişebilir. Zamanaşımı dolduğunda, borç yasal olarak tahsil edilemez hale gelir.
Borç Paramı Ödemeyen Kişiyi Şikayet Edebilir Miyim?
Borçlu ödeme yapmazsa, yazılı ihtarname gönderildikten sonra icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilirsiniz. Tüketici ilişkisi kapsamında ise, Tüketici Hakem Heyetleri veya ilgili yasal mercilere şikayette bulunmak da mümkündür.
Arkadaşıma Borç Verdim Ödemiyor Ne Yapmalıyım?
Arkadaşınıza verdiğiniz borç ödenmezse, önce yazılı ihtarname ile borcun ödenmesini talep edin. Ardından borç tahsilatı için icra takibi başlatabilir veya alacak davası açabilirsiniz. Tanıklar, dekontlar veya sözleşmeler delil olarak kullanılabilir.
Proaktif Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak 20 yılı aşkın deneyim ve alanında uzman tahsil avukatlarımızla tüm hukuki süreçlerinizde yanınızdayız. Sizlerde hak kayıplarınızı önlemek ve profesyonel icra avukatlarımızdan destek almak isterseniz bizlerle iletişime geçebilirsiniz. Tahsil edilemeyen alacak yoktur, Proaktif desteği alınmamış alacak vardır.