Malpraktis(malpractice) Davaları Nasıl Açılır?

Malpraktis(malpractice) Davaları Nasıl Açılır?

Malpraktis(Malpractice) Ne Demektir?

Kısaca hekim hatası da demek olan malpraktis(malpractice) kavramı Türk Tabipleri Birliği Hekimlik Meslek Etiği Kuralları madde 13. de bilgisizlik, deneyimsizlik ya da ilgisizlik nedeni ile bir hastanın zarar görmesi, hekimliğin kötü uygulanması olarak tanımlanmaktadır. Hekimliğin bu kötü uygulanışı hastaya zarar vermekte olup bu zararın tazminine yönelik davalara malpraktis(malpractice) davaları denmektedir.

Malpraktis(Malpractice) Davalarında Hekimin Tazminat Sorumluluğu

Malpraktis’e (malpractice) dayalı, yani yanlış tedaviye dayalı hekime karşı açılacak tazminat davasının kaynağını dayandırmak için iki sebep mevcuttur. Bunlardan biri hasta ile hekim arasında sözleşme ile kurulan ilişki, diğeri ise hekimin kusurunun varlığı halinde haksız fiile dayalı hükümlerdir. Bu iki sebebin hükümleri için Türk Borçlar Kanuna gidilmesi gerekmektedir. Ancak haksız fiile başvurulmasının şartları sözleşme ilişkisinin şartlarına göre daha avantajlı olduğundan tazminat talebi haksız fiil hükümlerine dayandırılmaktadır(TBK madde 49-64).  Bu durumda hekim kusurunun bulunduğu hasta nezdinde oluşan  tüm zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Maddi ve manevi tazminat taleplerini mağdur olan hasta veya ilgilinin vefatı halinde mağdur olan yakınlar talep edebilecektir. Tazminat talebinde bulunacak mağdur hastanın veya mağdur yakınların açacakları dava türünde hastane türü belirleyicidir. Bundan dolayıdır ki somut olayın özelliklerine göre davanın hangi mahkemede açılacağı ve tazminat talebinin kime yöneltileceği herhangi bir menfaat kaybı oluşturma ihtimalinin önlenmesi adına  malpraktis’e(malpractice) maruz kaldığını düşünen mağdurların hukuk bürolarına danışmalarında fayda vardır.

Malpraktis(Malpractice)’in Devlet Hastanesinde Yaşanması Durumda

Malpraktis(malpractice)’in devlet hastanesinde yaşanması durumunda, tazminat talebinin yöneltilebilmesi için karşımıza iki taraf çıkmaktadır. Bunlardan biri hekim diğeri ise hastane yönetiminin bağlı bulunduğu devlet yani idaredir. Bu ayrımı yaparken teknik hukuki bir incelemenin yapılması gerekmektedir. Bu teknik inceleme, malpraktis’in(malpractice) hekimin şahsi kusuruna mı dayanıyor, yoksa hastane organizasyonundan kaynaklanan bir hata mı mevcut, onu belirleyecektir. İdareye karşı açılacak tazminat davalarında idarenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk esasına dayanmaktadır. Yani hekime karşı açılacak tazminat davasında hekimin kusuru şartı varken, idare aleyhine açılacak tazminat davasında mağdur hasta adına zararın oluşması yeterdir.

Malpraktis(Malpractice)’in Özel Hastanede Yaşanması Durumunda

Yargıtay’a göre özel hastane işleteni tacir gibi basiretli hareket etmek zorundadır. Bu zorunluluğun yanında yaptığı işin niteliği olarak insanın yaşam hakkı ile dirsek temasında olduğundan daha fazla özen ve dikkat sarf edilmesi gerekmektedir. Özellikle bu özen ve dikkat personel seçimi, denetimi ve hastanın tedavisinde had safhada olmalıdır.

Hasta özel hastanede malpraktis’ten(malpractice) dolayı uğradığı zararların tazmini için hem özel hastaneye hem de hekime dava açabilir. Hastanın zararı sadece hekimin kusurundan kaynaklansa bile özel hastane tazminat sorumluluğundan kaçamaz. Çünkü özel hastane adam çalıştıran sıfatıyla zarardan kanun uyarınca sorumludur.

Malpraktis’te(Malpractice) Hekimin Cezai Sorumluluğu

Hekimlerin malpraktis’ten(malpractice) doğan cezai sorumlulukları özel hastanede ve devlet hastanesinde çalışıyor olmalarına göre değişmektedir. Özel hastanede çalışan hekimin cezai sorumluluğuna gidebilmek için Cumhuriyet Savcılığına şikayet ve ihbarda bulunulması gerekmektedir. Özel hastane hekimin tıbbi hatasından dolayı cezai sorumluluğunu başlangıcı yapılan şikâyet ve bu ihbardır.

Devlet hastanesinde çalışan ve kamu personeli olan hekimin cezai sorumluluğuna gidilebilmesi için öncelikle amirinin izni gerekmektedir. Bu izin idari soruşturmanın iznidir. Kamu personeli olan devlet hastanesinin hekiminin cezai sorumluluğu için amirinin izni ile başlatılan soruşturma sonucunda mülki amirin izni ile de adli soruşturma başlatılabilmektedir.

Türk Ceza Kanunumuzda hekimlerin hatalı uygulamalarına yönelik özel hükümler bulunmamaktadır. Bu açığı aynı kanunun 85. ve 87. maddeleri kapatmakta olup, hangi maddenin dayanak olacağı yapılan tıbbi hatanın sonucunun mağdurda ölüm veya yaralama etkisi yaratmasına göre değişmektedir.


Bu Makaleyi Paylaş