Ticari İşletmelerin Devri

Ticari İşletmelerin Devri

Türk Ticaret Kanunu 2012 yılında yapılan değişiklikle ticari işletmelerin devri konusunda birtakım yeni, önemli ve aynı zamanda tartışmalı düzenlemeler içermektedir. Kanunun 11. maddesinin 3. fıkrasında ticari işletmenin içerdiği mal varlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün halinde devredilebileceği ve hukuki işlemlere konu olabileceği belirtilmiştir. İlgili kanun hükmü ticari işletmelerin devri için kolaylık sağlarken diğer yandan mal varlığı unsurlarının devri için yapılacak olan tasarruf işlemlerinin bütünlük içerisinde yapılmasını belirterek taşınır ve taşınmaz malların devri konusundaki temel prensibe aykırılık teşkil etmektedir.

 Ticari işletmeye dahil mal varlığı unsurlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

-İşletmenin faaliyetini sürdürmesi için gerekli taşınmazlar (Duran mal varlığı)

-İşletmenin faaliyeti çerçevesinde ürettiği mamüller

-Alacaklar ve teminatlar (Dönen mal varlığı)

-Gayri maddi mal varlığı unsurları (Kiracılık hakkı, patent, marka, işletme değeri, know-how, ticaret unvanı ve fikri mülkiyet hakları)

Yukarıda açıklanan mal varlığı unsurlarının devri için kendi özel kanunlarında özel şekil şartları söz konusudur. Mesela taşınmazların devri için resmi şekilde tapu memuru önünde yapılmayan devir sözleşmelerinin geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır. Buna karşılık kanun koyucu ticari işletmelerin devri konusunda özel bir düzenleme oluşturarak ticari işletmenin devrinin yalnızca yazılı bir devir sözleşmesi ile birlikte bu sözleşmenin ticaret siciline tescil edilerek gerçekleştirilebileceğini düzenlemiştir.

Ticaret kanununun 11. maddesinin 3. fıkrası yalnızca ticari işletmenin tamamının bir kişiye devredilmesinin söz konusu olduğu durumlarda uygulama alanı bulacağını önemle belirtmekte fayda vardır. Zira kısım kısım gerçekleştirilecek devirlerde devredilecek olan taşınır ve taşınmaz malların kendi özel kanun hükümleri çerçevesinde belirtilen işlemlerin yapılarak devredilmesi gerekmektedir.

Ticari İşletme Devrinin Kapsamı

Taraflar arasında geçerli bir devir sözleşmesinden bahsedebilmemiz için aktif ve pasiflerin birlikte devredilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında sadece aktiflerin devrine ilişkin olarak gerçekleştirilen anlaşma sadece iç ilişkide hüküm doğurur.

Dış ilişki açısından böyle bir hüküm sözleşmenin tarafı olmayan üçüncü kişileri bağlamaz ve bu husus üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Açıklanan husus Borçlar Kanununun 202. maddesinde dile getirilmektedir. Buna göre bir mal varlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı mal varlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Burada amaçlanan, aktifler devralana geçtiği halde pasiflerin devredende kalması durumunda öngörülen güvence sağlanmadığı için temel amaç olan alacaklıların korunması prensibinin temelsiz kalmasının önüne geçebilmektir.

Taraflar aralarında kararlaştırarak bazı aktif unsurların devir kapsamı dışında tutulmasına olanak sağlayabilmektedirler. Belirtilen durum ticari işletmelerin bütün halinde devredilmelerine engel teşkil etmemektedir. Ancak ticari işletmenin faaliyetine devam edebilmesi için gereken unsurların devir konusu dışına çıkarılmamış olması gerekmektedir.

Ticari İşletmelerin Devrinde Şekil Şartları

Ticari işletmelerin devrinde taraflar arasında yapılacak olan sözleşmenin yazılı olarak yapılması zorunlu şekil şartını oluşturmaktadır. Öğretide ağırlıklı görüş belirtilen yazılı şeklin geçerlilik şartı olduğu yönündedir. Ayrıca Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çerçevesinde ticari işletmelerin belli bir ciroya ulaşması durumunda ya da ticari işletmenin devri ile birlikte devralanın o sektörde hakim teşebbüs konumuna gelecek olması durumunda Rekabet Kurulunun iznine ihtiyaç duyulmaktadır.

Ticari İşletme Devrinin Sonuçları

Kanun koyucu Borçlar Kanununda da düzenlenen hükümlerle ticari işletmenin devrinde devir sonucu alacaklıların korunmasını amaçlamıştır. Ticari işletmenin bir bütün halinde devredilmesinde yapılacak tek işlemin yeterli olması devir açısından kolaylık sağlamıştır. Devre ilişkin tescil ve ilan işlemlerinin Ticaret Kanununda düzenlenmeyen hükümlerinin Ticaret Sicili Yönetmeliğinde düzenlenmiş olması yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçebilmek amacıyla önem taşımaktadır. Son olarak devir işleminden itibaren iki yıl süreyle alacaklılara karşı borçlunun devralanla birlikte müteselsil borçlu sıfatını taşıması alacaklıların korunmasına yönelik olarak Borçlar Kanununda yapılmış önemli bir düzenleme olduğunu belirtebiliriz.

Ticaret hukuku içeriği ve uygulama alanı en geniş niteliğe sahip olan hukuk dallarından bir tanesidir. Bu sebeple kişilerin yaşayacakları ticari sıkıntılar hususunda derin ve geniş bilgi birikimine sahip bir ticaret avukatından danışmanlık almaları önem taşımaktadır. Proaktif Hukuk Bürosu, bünyesinde barındırdığı profesyonel ve deneyimli ticaret hukuku avukatlarıyla tacir ve ticaret şirketlerine ihtiyaç duydukları hukuki danışmanlık hizmetini kaliteli bir şekilde ve çözüm odaklı olarak sunmaktadır.


Bu Makaleyi Paylaş