Trafik kazalarında Maddi ve Manevi Tazminat

Trafik kazalarında Maddi ve Manevi Tazminat

Karayolları Trafik Kanununun 90.maddesi, trafik kazalarında doğacak olan zararların maddi ve manevi tazmini için Türk Borçlar Kanunundaki haksız fiile ilişkin hükümlerin uygulanacağını belirtmiştir. Manevi tazminat, maddi tazminattan farklı olarak oluşan zararın giderilmesine yönelik değil trafik kazası sonucu oluşan kederin onulmaz tamiri için öngörülmüştür. Yani manevi tazminattan söz edilebilmesi için bir hakka tecavüzden bahsedilebilmesi gerekmektedir.

TBK madde 56, manevi tazminatı şöyle düzenlemiştir: Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.

Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.

İlgili kanun maddemize göre haksız fiil sonucu - konumuz gereği trafik kazasıdır, bu haksız fiil- manevi tazminatın talep edilebilmesinin önkoşulu, kazaya maruz kalanın bedensel bütünlüğünün zedelenmesidir. Peki, neler girer bu kanuni tabir olan bedensel bütünlüğün zedelenmesi içerisine? Bu kanuni tabirin içerisine, kişiye ait bütün haklar girer. Kişinin vücudu, hürriyeti, hayatı ve ruh sağlığı olabileceği gibi şeref ve onuru da olabilir. Bu haller sınırlandırmaya tabi tutulamayacağı gibi  somut olayın yani trafik kazasının ve neticesinin somut şartlarına göre değerlendirmeye tabi tutulur.

Manevi tazminatın, maddi tazminattan farklarından biri de hesaplanmasında ortaya çıkmaktadır. Maddi tazminatın hesaplamasında uğranılan zarar, yapılan giderler, doğması muhtemel gelirlerden kayıp hali kullanılabilirken, manevi tazminatın kaynağı keder, ıstırap vs. olduğundan dolayı bu hislerin tatmin ve telafisi için ekonomik değer biçilmesi zorluğu vardır. Kanun koyucu bu zorluğun farkında olduğundan, tazminatın belirlenmesinde hakime geniş takdir yetkisi tanımıştır. Bu geniş takdir yetkisini kullanan hakim keyfiyetten uzak ve talebe bağlılık ilkesi gereği tazminatı tespit etmelidir. Nedir bu talebe bağlılık ilkesi? Yani hakim manevi tazminatı tespit ederken, davacı tarafından talep edilen miktarı aşamaz. Fakat, olayın somut şartlarını ve tarafların sosyo-ekonomik vaziyetlerini göz önünde bulundurarak, davacı tarafından talep edilen miktarı düşürebilir. Olayın somut şartlarından kastedilen, tarafların kazadaki kusur oranlarıdır. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 12.10.2015 tarihli bir kararında, mahkemenin tespit ettiği manevi tazminat miktarını, davalının kusur oranını gözeterek yetersiz bularak iptal etmiş ve kararı, davanın tekrar görülmesi üzere bozmuştur.

Trafik Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat Davasında Görevli Mahkeme

Trafik kazalarına dayalı açılacak olan manevi tazminat davalarında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Ancak davalının sıfatı veya kazanın meydana gelişine göre dava da görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri de olabilmektedir.

Trafik Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme

Trafik kazasına dayalı açılacak olan manevi tazminat davalarında yetkili mahkeme, haksız fiilin meydana geldiği yer mahkemesidir. Ancak Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesi bu davaların, sigortacını merkez veya sigorta sözleşmesinin yapıldığı acentenin yer mahkemesinde açılabileceği söyleyerek davacıya yetkili mahkeme tespitinde davacıya seçimlik hak tanımıştır.


Bu Makaleyi Paylaş