ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZALARINDA SİGORTA ve MADDİ- MANEVİ TAZMİNAT

ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZALARINDA SİGORTA ve MADDİ- MANEVİ TAZMİNAT

ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZALARINDA SİGORTA ve MADDİ- MANEVİ TAZMİNAT

En az bir motorlu aracın katıldığı bir kazada can kaybı yaşanması durumunda, meydana gelen maddi ve manevi zararların giderilmesi için zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı tazminat talebinde bulunulabilir. Bu yazımızda, ölümlü trafik kazalarında tazminat taleplerinin neler olduğu, kimler tarafından ileri sürülebileceği, kimlerin tazminat ödemekle yükümlü olduğu, tazminat davasında yetkili ve göreli mahkeme, tazminatın nasıl belirleneceği ve zamanaşımı konuları incelenecektir.

1-     ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZALARINDA HANGİ TAZMİNAT KALEMLERİ İSTENEBİLİR?

 

  •         Cenaze giderleri,
  •         Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar,
  •         Ölenin desteğinden yoksun kalanların bu sebeple uğradıkları zararlar,
  •         Aracın uğradığı maddi zararlar,
  •         Ölenin yakınlarının uğradığı manevi zararlar için tazminat talebinde bulunulabilir.

 

A)     CENAZE GİDERLERİ

Naaşın taşınması, yıkama, kefenleme, cenaze merasimi, makul ilan masrafları, cenaze masrafları kapsamına girer. Bu masrafları ölenin terekesine başvurmadan kim yapmışsa, masrafın tazminini isteme hakkı da ona aittir. Cenaze masrafları terekeden karşılanmışsa, masrafın tazminini talep hakkı mirasçılara aittir. Cenazeyle doğrudan ilişkisi olmayan, ölenin otopsi masrafları, şehirlerarası naaşın taşınması masrafları, ilgili kişilerin yol masrafları da cenaze giderleri olarak tazmin edilmelidir.

B)     DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI

Trafik kazası sonucunda ölen kişinin bakıp gözettiği kimseler, o kişinin haksız fiil sonucu ölümü üzerine bu desteklerini kaybettikleri için zarara uğrarlar. Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin destek verdiği kişilerin, ölümle birlikte bu destekten mahrum kalmaları nedeniyle yaşam şartlarında meydana gelen zararların tazmin edilmesi için kabul edilmiş bir kurumdur.

a)     Destek Kavramı

Bir kimseye fiilen sürekli ve düzenli bir şekilde bakan ve hayatın olağan akışına göre ölmeseydi ona bu şekilde bakmaya devam edeceği kuvvetle muhtemel olan kimse o kişinin desteğidir. Destek olunan kişinin, ölenin ailesinden birisi yahut mirasçısı olması şart değildir. Bu hal tamamen fiili duruma göre belirlenir. Uygulamada genellikle, ölenin eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşleri destekten yoksun kalma tazminatı talep etmektedirler. Ancak fiili duruma göre belirlenen ölenin destek olduğu her kişi bu tazminat talebinde bulunabilir.

Evlilik gerçekleşmeksizin karı koca gibi yaşama durumunda, kadın veya erkeğin başkası ile evli olmaması şartıyla, yardımda bulunan taraf destek sayılır. Ancak, metres hayatı yaşayanlarda yapılan yardım Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere destek sayılmaz.

b)     Destekten Yoksun Kalma Zararının Belirlenmesi

Destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için destekten yoksun kalma nedeniyle uğranılan bir zararın olması gerekir. Böyle bir zarardan bahsedebilmek için ölüm yüzünden desten olunanın yaşam düzeyinde bir düşüş meydana gelmesi gerekir. Örneğin ölüm nedeniyle destek olunan kişiye, ölenden bir miras kalmışsa, mirasın miktarına göre destekten yoksun kalma zararı azalmış veya tamamen ortadan kalkmış sayılacaktır. Bu durumda, destekten yoksun kalma tazminatı talebi zarar somut zarar miktarıyla sınırlı kalacak, hiç zarar kalmamışsa tazminat talebinde bulunulamayacaktır.

Destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunanın, destek ihtiyacını azaltan veya tamamen kaldıran diğer yararlar, tazminat oranı belirlenirken dikkate alınır. Yargıtay’ın kabulüne göre emekli sandığınca sağlanan gelirler destekten yoksun kalma zararından indirilmezler. Üçüncü kişilerin yardım amaçlı karşılıksız kazandırmaları, bağışladıkları paralar da destekten yoksun kalma zararından indirilmezler. Ölenin, destekten yoksun kalan lehine yaptırdığı hayat sigortası bedeli ise, destek ihtiyacını kaldırdığı ölçüde zarardan indirilecektir.

Destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken, ölen kişi yaşasaydı, hayatın olağan akışına göre ne kadar süre daha ve ne miktarda destekte bulunacağı saptanmaya çalışılır. Örneğin ölen kişinin çocuğuna, çocuğu çalışıp para kazanmaya başlayıncaya kadar destek olmaya devam edeceği kabul edilir. Tüm bu belirlemeler tahmine dayalı olacağı için mahkemeler bu konuların tespitinde bilirkişilere başvuracaktır.

C)     ARACIN UĞRADIĞI MADDİ ZARARLAR

Ölenin mirasçıları, trafik kazası neticesinde araçta meydana gelen zararın tazminini isteyebilirler. Bu zararlar aracın tamiri için harcanan tutarlar, araçta meydana gelen değer kaybı veya araç tamamen telef olmuşsa aracın yerine yenisinin ikamesi için gereken tutar, zararı teşkil eder.

D)     MANEVİ TAZMİNAT

TBK m. 56’ya göre, ölüm halinde ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. Madde metninde belirtilen “yakın” ifadesi mutlaka bir akrabalık bağını gerektirmez. Ölen kişinin eşi, çocukları, annesi, babası, kardeşleri gibi kişiler yakın sayılmakla birlikte, “yakın” ifadesiyle, ölen kişinin bu durumundan manevi tazminatı gerektirecek düzeyde acı, üzüntü ve keder çekmesi normal ve beklenebilen kişiler kastedilmektedir. Buna göre, ölen kişiyle uzun süredir ilişkisi bulunan sevilisi, uzun zamandır birlikte çalıştığı iş arkadaşları gibi kişiler de ölenin yakını sayılabilir ve manevi tazminat talep edebilirler.

2-     KİMLER TAZMİNAT TALEBİNDE BULUNABİLİR?

 

  •         Cenaze giderlerini bu giderleri yapan kimse o talep edecektir. Eğer bu giderler ölenin terekesinden karşılanmışsa talep hakkı mirasçılara ait olacaktır.
  •         Ölüm hemen gerçekleşmediği takdirde yapılan tedavi masraflarını ölenin mirasçıları talep edebilecektir.
  •         Destekten yoksun kalma tazminatını, yukarıda detaylı olarak açıkladığımız, ölenin yaşamında yardımda bulunduğu kişiler talep edebilecektir. Bu kişilerin mirasçı olması gerekmediği gibi ölen kişiyle kan bağlarının da bulunması gerekmez. Fiilen ölenin bakıp gözettiği kişiler destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecektir.
  •         Aracın uğradığı maddi zararları ölenin mirasçıları talep edebilecektir.
  •         Manevi tazminatını, trafik kazasıyla ölen kişinin bu durumundan manevi tazminat gerektirecek derecede acı, üzüntü, keder duyan “yakınları” talep edebilir. Ölenin yakınları, ölenin akrabaları olmak zorunda değildir. Ölenle yakın ilişkileri bulunan ve ölüm halinde derin üzüntü duyan kişiler yakın kabul edilir.

 

3-     KİMLER TAZMİNAT ÖDEMEKLE YÜKÜMLÜDÜR?

 

  •         Karayolu Trafik Kanunu m. 85/1’e göre, yukarıda sayılan tazminat kalemlerinden doğan sorumluluklar için (manevi tazminat hariç) işleten mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içerisinde doğrudan doğruya sigortacıdan talepte bulunabilir ve gerekirse sigortacıya dava açabilir. Zorunlu mali sorumluluk sigortasının asgari sınırı araçların cinsine göre Ticaret Bakanlığı tarafından belirlenir. Uygulamada sigorta şirketleri, kendi lehlerine göre tuttukları raporlar ve hesaplara dayanarak çok cüzi miktarları içeren ibranamelerle tazminat ödemesi yapmakta ve tazminat alacaklısını mağdur etmektedir.  Bu nedenle, sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunacak kişilerin, tazminat talebinde bulunmadan önce uzman bir avukattan yardım alması hak kaybı yaşanmaması adına önemlidir.
  •         KTK m. 85/1’e göre, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. Bu sorumluluk tehlike esasına dayanan bir kusursuz sorumluluk hali olduğu için tazminatın belirlenmesinde kusurun varlığı gerekmez.
  •         TBK m. 49’a göre, trafik kazasında kusurlu olan aracın sürücüsünden de yukarıda sayılan tazminat kalemleri talep edilebilir.

 

4-     TAZMİNAT DAVASINDA YETKİLİ ve GÖREVLİ MAHKEME

Ölümlü trafik kazalarında sorumluluk haksız fiil esasına dayanan bir sorumluluk olduğu için HMK m. 16’da sayılan mahkemelerden birinde bu dava açılabilir. HMK m. 6’da belirtilen genel yetkili mahkeme olan davalının yerleşim yeri mahkemesi de bu davada yetkilidir. Son olarak tazminat davası sigorta şirketine açılacaksa, sigorta şirketinin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olacaktır. Buna göre;

  •         Trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesi,
  •         Trafik kazası sonucu meydana gelen ölümün gerçekleştiği yer mahkemesi,
  •         Zarar görenin, yani davacının yerleşim yeri mahkemesi,
  •         Davalılardan herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesi,
  •         Sigorta şirketinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili mahkemelerdir.

Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Tazminat davası sigorta şirketine açılacaksa görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olacaktır.

Yukarıda sayılan tazminat kalemleri aynı dava içerisinde talep edilebileceği gibi maddi tazminat talepleri ile manevi tazminat talepleri ayrı davalarda da ileri sürülebilir.

5-     ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZALARINDA TAZMİNAT TALEBİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİ

En az bir motorlu aracın karıştığı ölümlü trafik kazalarında oluşan maddi ve manevi tazminat talepleri, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve herhalde on yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Ölümlü bir trafik kazası sonucunda ceza davası açılmışsa, iki ve on yıllık zamanaşımı süreleri değil, ceza zamanaşımı süreleri uygulanacaktır. Buna göre ölümlü bir trafik kazasında ceza davası açılmışsa, tazminat talepleri 15 yıllık zamanaşımı süresine tabi olacaktır.

6-     TAZMİNAT MİKTARI NASIL BELİRLENİR?

Ölümlü trafik kazalarında tazminat miktarı her somut olayın şartlarına göre ayrıca belirlenmelidir. Bu belirlemeyi yaparken, ölenin gelir durumu, geride bıraktığı yakınlarının sayısı, aile ekonomisine katkısı, olayın gerçekleşme şekli, kusur durumları ve hakkaniyet göz önünde bulundurularak hakimce bir değerlendirme yapılacaktır. Son olarak belirtelim ki, tazminat yükümlüsü sigorta şirketiyse, belirlenecek tazminat miktarı sigorta poliçesinde belirtilen üst sınırı aşamayacaktır.


Bu Makaleyi Paylaş