11. Yargı Paketi (2025), ceza ve infaz hukuku alanında önemli değişiklikler getirerek, özellikle erken tahliye, denetimli serbestlik ve infaz süreleri bakımından kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. “11. Yargı Paketi kimleri kapsıyor?”, “11. Yargı Paketi erken tahliye getiriyor mu?” ve “ceza affı var mı?” gibi sorular, hükümlüler ve yakınları tarafından en çok araştırılan konular arasında yer almaktadır.
Öncelikle açıkça belirtilmelidir ki 11. Yargı Paketi genel veya özel bir ceza affı değildir. Ancak yapılan infaz düzenlemeleri, bazı hükümlüler açısından fiilî olarak daha erken cezaevinden çıkma sonucunu doğurabilmektedir. Bu durum, paketin kamuoyunda “af” olarak algılanmasına neden olsa da hukuki karşılığı cezanın infaz biçiminin değiştirilmesidir.
11. Yargı Paketi ile, cezanın tamamının kapalı ceza infaz kurumunda geçirilmesi anlayışından uzaklaşılarak; denetimli serbestlik, açık cezaevine geçiş, koşullu salıverilme ve alternatif infaz yöntemleri ön plana çıkarılmıştır. Bu kapsamda 11. Yargı Paketi erken tahliye, denetimli serbestlik, ceza indirimi ve infaz düzenlemeleri bakımından ceza hukukunda yeni bir dönem başlatmıştır. Böylece ceza, yalnızca cezaevi duvarları içinde değil; belirli yükümlülükler altında, toplum içinde de infaz edilebilen bir yaptırım hâline gelmiştir.
Ancak bu düzenlemeler her hükümlü için otomatik olarak uygulanmamaktadır. Suç tipi, ceza süresi, infaz durumu, iyi hâl değerlendirmesi ve disiplin durumu gibi birçok kriter birlikte ele alınmakta; çoğu zaman dosya bazlı infaz hesabı yapılması gerekmektedir. Yanlış veya eksik değerlendirmeler, hükümlünün sahip olduğu infaz haklarını kullanamamasına yol açabilmektedir. Bu nedenle 11. Yargı Paketi’nin sağladığı imkânlardan yararlanabilmek için düzenlemelerin doğru anlaşılması ve infaz sürecinin hukuki olarak doğru şekilde takip edilmesi büyük önem taşımaktadır.
11. Yargı Paketi erken tahliye, denetimli serbestlik, ceza indirimi ve infaz düzenlemeleri bakımından hem hükümlüler hem de aileleri açısından doğrudan sonuçlar doğurmaktadır. Makalemizde uzman avukat görüşüyle 11. Yargı Paketini ve infaz durumunu ele almaktayız.
1)11. Yargı Paketi Nedir?
11. Yargı Paketi, ceza adalet sisteminin etkinliğini artırmak, infaz uygulamalarında birlik sağlamak ve cezaevlerindeki yoğunluğu azaltmak amacıyla hazırlanan kapsamlı bir yasal düzenlemedir. 2025 yılında yürürlüğe giren bu paket, özellikle mahkûm hakları, erken tahliye, ceza indirimi ve denetimli serbestlik konularında önemli değişiklikler içermektedir.
Kamuoyunda sıklıkla “af yasası” olarak anılsa da 11. Yargı Paketi hukuken genel af niteliğinde değildir. Bununla birlikte, infaz sürelerini etkileyen düzenlemeler nedeniyle bazı hükümlüler açısından kısmi af benzeri sonuçlar doğurabilmektedir. Bu durum, özellikle cezaevinde bulunan hükümlüler ve yakınları bakımından ciddi bir beklenti ve belirsizlik yaratmaktadır.
11. Yargı Paketi ile;
kapsamında çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler yalnızca yeni işlenen suçları değil, belirli şartlar altında kesinleşmiş cezaları da etkileyebilmektedir. Ancak bu etki, her dosya için aynı şekilde uygulanmamakta; suç tarihi, cezanın türü, infaz durumu ve önceki mahkûmiyetler gibi birçok kriter dikkate alınmaktadır.
Uygulamada en çok karşılaşılan sorunlardan biri, 11. Yargı Paketi’nin otomatik tahliye sağlayacağı yönündeki yanlış beklentilerdir. Oysaki infaz hukukunda esas olan, her hükümlü açısından dosya bazlı değerlendirme yapılmasıdır. Bu nedenle 11. Yargı Paketi’nin sağladığı haklardan yararlanabilmek için infaz hesabının doğru şekilde yapılması ve sürecin hukuki olarak takip edilmesi büyük önem taşımaktadır. Süreç içerisinde hak kayıplarının önlenmesi için uzman avukat görüşüne başvurulması tavsiye edilmektedir.
Sonuç olarak 11. Yargı Paketi; ceza affı getirmemekle birlikte, infaz sürelerini etkileyen ve belirli hükümlüler için erken tahliye ve denetimli serbestlik imkanlarını genişleten bir düzenleme olarak değerlendirilmelidir.
2)11. Yargı Paketi Hangi Suçları ve Hangi Cezaları Kapsıyor?
11. Yargı Paketi’nin en çok merak edilen yönü, hangi suçların ve hangi ceza türlerinin bu düzenleme kapsamında yer aldığıdır. Uygulamada hükümlüler ve yakınları tarafından en sık sorulan soru, “Benim cezam 11. Yargı Paketi’nden yararlanıyor mu?” şeklindedir. Bu sorunun cevabı, suç tipi, cezanın süresi, suç tarihi ve infaz durumu birlikte değerlendirilerek verilebilmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 11. Yargı Paketi tüm suçlar ve tüm cezalar için geçerli değildir. Paket kapsamında yer alan düzenlemeler, daha çok infaz süresini etkileyen ve cezaevi uygulamalarına ilişkin hükümlerden oluşmaktadır. Bu nedenle her hükümlü açısından otomatik bir hak doğmamaktadır.
2.1)11. Yargı Paketi Kapsamına Giren Suçlar
Genel olarak aşağıdaki suç grupları bakımından infaz rejimini etkileyen düzenlemeler söz konusu olabilmektedir:
Bu suçlar yönünden erken tahliye, ceza indirimi veya denetimli serbestlik süresinin öne çekilmesi mümkün olabilmektedir. Ancak her dosyada sonuç aynı olmayabilir.
2.2)11. Yargı Paketi Kapsamında Değerlendirilen Ceza Türleri
11. Yargı Paketi esas olarak hapis cezalarının infazı üzerinde etkilidir. Adli para cezaları veya tamamen infaz edilmiş cezalar bakımından doğrudan bir etki söz konusu değildir.
Aşağıdaki tabloda, genel bir çerçeve sunulmuştur:
|
Ceza Türü |
11. Yargı Paketi Etkisi |
|
Kısa hapis cezaları |
İnfaz süresi ve denetimli serbestlik |
|
Uzun hapis cezaları |
Şartlara bağlı olarak sınırlı etki |
|
Adli para cezası |
Kapsam dışı |
|
Ertelenmiş cezalar |
Dosya bazlı değerlendirilir |
|
Denetimli serbestlik |
Süre ve koşullarda değişiklik olabilir |
2.3)11. Yargı Paketi Kapsam Dışı Bırakılan Suçlar
Bazı suçlar bakımından 11. Yargı Paketi açıkça veya fiilen uygulanmamaktadır. Özellikle;
yönünden infaz indirimi veya erken tahliye beklentisi çoğu zaman hukuken mümkün değildir. Bu nedenle sadece ceza süresine bakarak değerlendirme yapılması hatalı sonuçlara yol açabilmektedir.
“Aynı Suçtan Ceza Alanlar Neden Farklı Sonuçlarla Karşılaşıyor?”
Uygulamada sıkça karşılaşılan bir diğer durum, aynı suçtan mahkûm olan kişilerin farklı tahliye tarihlerine sahip olmasıdır. Bunun temel nedeni;
gibi unsurların infaz hesabını doğrudan etkilemesidir. Bu nedenle 11. Yargı Paketi’nin kapsamı mutlaka dosya özelinde değerlendirilmelidir.
3)11. Yargı Paketi ile Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) Yapılan Değişiklikler
11. Yargı Paketi, yalnızca infaz uygulamalarını değil, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında yer alan bazı suç tipleri ve ceza sistematiğini de etkilemiştir. Bu değişikliklerin amacı, ceza adaletinin daha öngörülebilir hale getirilmesi ve infaz sürecindeki belirsizliklerin azaltılmasıdır.
Ancak önemle belirtmek gerekir ki, TCK’da yapılan her değişiklik doğrudan erken tahliye veya ceza indirimi anlamına gelmemektedir. TCK değişiklikleri çoğu zaman suçun tanımı, yaptırımı veya uygulanacak ceza aralığı ile ilgilidir. Bu nedenle, 11. Yargı Paketi kapsamında yapılan TCK düzenlemeleri, infaz hukuku ile birlikte değerlendirilmelidir.
TCK Kapsamında Yapılan Değişikliklerin Genel Çerçevesi
Bu düzenlemeler, özellikle yargılama aşamasında olan dosyalar bakımından önem taşımaktadır. Zira TCK’da yapılan bir değişiklik, devam eden davalarda lehe kanun olarak uygulanma ihtimali doğurabilmektedir.
Uygulamada en sık karşılaşılan hatalardan biri, TCK’da yapılan her değişikliğin kesin tahliye sağlayacağı yönündeki beklentidir. Oysa ceza hukuku ile infaz hukuku birbirinden farklı alanlardır. TCK’daki bir değişiklik, ancak infaz aşamasına etki ediyorsa hükümlü lehine sonuç doğurmaktadır.
Bu nedenle, 11. Yargı Paketi kapsamında TCK’da yapılan değişikliklerin infaz yönünden sonuç doğurup doğurmadığı, mutlaka uzman değerlendirmesiyle ele alınmalıdır.
4)11. Yargı Paketi ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) Yapılan Düzenlemeler
11. Yargı Paketi, yalnızca cezanın infaz aşamasını değil, ceza yargılamasının yürütülme biçimini de doğrudan etkileyen düzenlemeler içermektedir. Bu kapsamda Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’nda yapılan değişiklikler; soruşturma, kovuşturma ve kanun yolları aşamalarında önemli sonuçlar doğurabilmektedir.
CMK düzenlemeleri, özellikle henüz kesinleşmemiş dosyalar, devam eden davalar ve kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalar açısından büyük önem taşımaktadır. Zira bu aşamalarda yapılan bir usul hatası ya da hak kaybı, infaz aşamasında telafisi güç sonuçlara yol açabilmektedir.
CMK Düzenlemelerinin Genel Amacı
11. Yargı Paketi ile CMK’da yapılan değişikliklerin temel amacı;
olarak özetlenebilir.
Bu kapsamda, özellikle itiraz, istinaf ve temyiz süreçleri bakımından bazı düzenlemeler öne çıkmaktadır.
İtiraz ve Kanun Yollarına İlişkin Düzenlemeler
CMK’da yapılan değişiklikler, bazı kararlar bakımından itiraz edilebilirlik ve kanun yolu denetimi açısından yeni usuller getirmiştir. Bu durum, hükümlü veya sanık lehine ya da aleyhine sonuçlar doğurabilmektedir.
Özellikle;
yönünden kanun yoluna başvuru imkanlarının daha net hale getirildiği görülmektedir. Bu düzenlemeler, özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler bakımından önemlidir.
Uygulamada sıkça karşılaşılan hatalardan biri, CMK düzenlemelerinin yalnızca “yargılama tekniği” olarak görülmesidir. Oysaki ceza muhakemesi sürecinde yapılan her işlem, doğrudan ya da dolaylı olarak infaz rejimini etkileyebilmektedir.
Bu nedenle 11. Yargı Paketi kapsamında CMK’da yapılan değişikliklerin, özellikle devam eden dosyalar bakımından dikkatle incelenmesi ve sürecin uzman bir ceza avukatı tarafından takip edilmesi önem arz etmektedir.
5)11. Yargı Paketi ile İnfaz Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler
11. Yargı Paketi ile infaz hukukunda, cezanın nasıl ve hangi koşullarla yerine getirileceğine ilişkin önemli düzenlemeler yapılmıştır. Bu değişiklikler, kamuoyunda çoğu zaman erken tahliye ya da af başlığı altında değerlendirilse de esasen cezanın infaz biçimine ve infaz sürecinin yönetimine yöneliktir.
Yeni düzenlemelerle infaz sisteminde daha dengeli ve denetim odaklı bir yapı hedeflenmiştir. Bu kapsamda cezanın tamamının kapalı ceza infaz kurumunda geçirilmesi yerine, belirli şartların sağlanması hâlinde cezaevi dışı infaz yöntemlerinin uygulanabilmesine imkân tanınmıştır. Böylece hem cezaevlerinin doluluk oranının azaltılması hem de hükümlünün topluma kontrollü şekilde kazandırılması amaçlanmaktadır.
11. Yargı Paketi, ile İnfaz Kanunu’nda yapılan değişiklikler, özellikle infaz sürelerinin hesaplanması, infaz rejimleri arasındaki geçişler ve hükümlünün infaz sürecindeki davranışlarının sonuçları bakımından önem taşımaktadır. Hükümlünün cezaevi içindeki disiplin durumu, iyi hâli ve infaz kurallarına uyumu, artık infazın nasıl devam edeceğini doğrudan etkileyen unsurlar hâline gelmiştir.
Düzenlemelerle birlikte infaz hukukunda “otomatik uygulama” anlayışından uzaklaşılarak, dosya bazlı değerlendirme esas alınmıştır. Bu durum, her hükümlünün infaz sürecinin aynı şekilde ilerlemeyeceği anlamına gelmektedir. Ceza türü, suçun niteliği, cezanın süresi ve hükümlünün kişisel durumu gibi unsurlar birlikte değerlendirilerek infaz rejimi belirlenmektedir.
Sonuç olarak 11. Yargı Paketi ile İnfaz Kanunu’nda yapılan değişiklikler, hükümlüler açısından doğrudan “cezayı ortadan kaldıran” bir düzenleme niteliği taşımamakta; ancak cezanın nerede, nasıl ve hangi şartlarla infaz edileceği konusunda ciddi farklılıklar yaratmaktadır. Bu farklılıkların doğru anlaşılması ve doğru uygulanması, infaz sürecinin sağlıklı yürütülmesi açısından belirleyicidir.
6)11. Yargı Paketi Erken Tahliye, Ceza İndirimi ve Kısmi Af Düzenlemeleri
11. Yargı Paketi’nin kamuoyunda en çok tartışılan yönü; erken tahliye, ceza indirimi ve kısmi af beklentileridir. Özellikle “11. Yargı Paketi erken tahliye getiriyor mu?”, “11. Yargı Paketi af mı?” ve “mahkûmlar ne zaman çıkacak?” gibi sorular, hükümlüler ve yakınları tarafından yoğun şekilde sorulmaktadır. Ancak bu kavramların hukuki karşılığı, kamuoyunda dolaşan söylemlerden farklıdır.
Açıkça belirtmek gerekir ki 11. Yargı Paketi genel bir af kanunu değildir. Mahkûmiyet kararlarını ortadan kaldıran, cezaları tamamen silen veya adli sicil kayıtlarını otomatik olarak temizleyen bir düzenleme bulunmamaktadır. Buna rağmen, infaz hukukunda yapılan bazı değişiklikler nedeniyle bazı hükümlüler açısından fiilî olarak erken tahliye sonucunu doğurabilecek uygulamalar ortaya çıkmıştır.
11. Yargı Paketi ceza affı getirmemekte; ancak bazı hükümlüler açısından infaz süresinin kısalmasına ve erken tahliye sonucuna yol açabilecek infaz düzenlemeleri içermektedir.
6.1)11. Yargı Paketi Erken Tahliye
11. Yargı Paketi’nde “erken tahliye” kavramı, cezanın hukuken sona erdirilmesi şeklinde değil; infaz süresinin kısalması veya cezanın cezaevi dışında infaz edilmesi yoluyla gündeme gelmektedir. Bu nedenle 11. Yargı Paketi erken tahliye, teknik anlamda bir tahliye değil; infaz rejiminde meydana gelen bir değişikliktir.
Erken tahliyeye yol açabilecek başlıca mekanizmalar arasında; denetimli serbestlik süresinin genişletilmesi, açık cezaevine geçiş şartlarının esnetilmesi, koşullu salıverilme oranlarının fiilî etkisi ve alternatif infaz yöntemlerinin yaygınlaştırılması yer almaktadır. Bu düzenlemeler sayesinde bazı hükümlüler, önceki infaz rejimine kıyasla daha kısa sürede cezaevinden çıkabilmektedir.
Ancak altı çizilmelidir ki erken tahliye otomatik değildir. Her hükümlü için suç tipi, ceza süresi ve infaz durumu dikkate alınarak ayrı bir infaz hesabı yapılması gerekmektedir.
6.2)11. Yargı Paketi Ceza Affı
Kamuoyunda en sık sorulan sorulardan biri şudur:
“11. Yargı Paketi ceza affı getiriyor mu?”
Hukuki açıdan bu sorunun cevabı nettir:
11. Yargı Paketi genel veya özel bir ceza affı getirmemektedir.
Af, cezanın tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılması anlamına gelir. Oysa 11. Yargı Paketi, mahkûmiyet kararlarını geçersiz kılmamakta ve cezaları tamamen silmemektedir. Buna rağmen bazı düzenlemelerin cezaevinde geçirilen süreyi azaltması, halk arasında “af çıktı” algısına neden olmaktadır.
Bu algının temel nedenleri; denetimli serbestlik süresinin fiilen uzaması, açık cezaevine erken ayrılma imkânı ve evde infaz gibi cezaevi dışı infaz modellerinin gündeme gelmesidir. Ancak her ceza indirimi af değildir; her erken tahliye de hukuki anlamda af sayılmaz.
6.3)11. Yargı Paketi Ceza İndirimi
11. Yargı Paketi kapsamında ceza indirimi, mahkeme tarafından verilen hapis cezasının miktarının düşürülmesi şeklinde değil; infaz aşamasında ortaya çıkan bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle klasik anlamda bir 11. Yargı Paketi ceza indirimi düzenlemesinden söz etmek mümkün değildir.
Ceza indirimi etkisi doğuran unsurlar arasında; iyi hâl uygulamaları, denetimli serbestlik süresi, alternatif infaz yöntemleri ve koşullu salıverilme tarihinin öne çekilmesi yer almaktadır.11. Yargı Paketi ceza indirimi, hükümlünün cezasını tamamen ortadan kaldırmamakta; ancak cezaevinde fiilen geçirilen süreyi azaltabilmektedir.
Bu yönüyle 11. Yargı Paketi, cezanın kendisini değil; cezanın nasıl ve ne kadar sürede infaz edileceğini değiştiren bir düzenleme niteliği taşımaktadır.
6.4)11. Yargı Paketi Kısmi Af
Hukuki literatürde kısmi af, belirli suçlar veya kişiler bakımından cezanın tamamen ya da kısmen ortadan kaldırılması anlamına gelir. 11. Yargı Paketi ise belirli suç tiplerini ceza kapsamı dışına çıkarmamakta, mahkûmiyet kararlarını ortadan kaldırmamakta ve adli sicil kayıtlarının silinmesini öngörmemektedir. Bu nedenle teknik anlamda bir kısmi af düzenlemesi değildir.
Buna rağmen bazı hükümlüler açısından cezaevinde kalınan sürenin ciddi şekilde azalması ve denetimli serbestlik yoluyla cezanın dışarıda infaz edilmesi gibi sonuçlar doğurduğu için, uygulamada “fiilî kısmi af etkisi” yarattığı ifade edilmektedir. Ancak “11. Yargı Paketi çıktı, herkes çıkacak” düşüncesi hukuken doğru değildir. Bazı suçlar ve bazı hükümlüler bu düzenlemelerden hiç yararlanamamaktadır.
“11. Yargı Paketi çıktı, herkes çıkacak” düşüncesi yanlıştır.
Bazı suçlar ve bazı hükümlüler bu düzenlemelerden hiç yararlanamaz.
7)11. Yargı Paketi Denetimli Serbestlik
11. Yargı Paketi ile birlikte denetimli serbestlik uygulaması, infaz hukukunun en önemli unsurlarından biri hâline gelmiştir. Özellikle “11. Yargı Paketi denetimli serbestlik süresi uzadı mı?” ve “denetimli serbestlikten kimler yararlanabilir?” soruları, hükümlüler ve yakınları tarafından en sık araştırılan konular arasında yer almaktadır.
11. Yargı Paketi denetimli serbestlik ile denetimli serbestlik, yalnızca cezanın son aşamasında uygulanan istisnai bir yöntem olmaktan çıkarılarak, cezanın cezaevi dışında infaz edilmesini sağlayan temel bir mekanizma hâline getirilmiştir. Bu kapsamda, belirli şartları taşıyan hükümlüler bakımından cezanın önemli bir kısmının denetimli serbestlik tedbirleri altında infaz edilmesi mümkün olabilmektedir.
Denetimli serbestlikten yararlanabilmek için; hükümlünün ceza süresi, suç tipi, infaz durumu ve cezaevi içindeki davranışları birlikte değerlendirilmektedir. Özellikle iyi hâl değerlendirmesi, disiplin cezası bulunup bulunmadığı ve infaz kurallarına uyum, denetimli serbestlik kararında belirleyici rol oynamaktadır. Bu nedenle her hükümlü açısından denetimli serbestlik süresi ve uygulanma şekli farklılık gösterebilmektedir.
11. Yargı Paketi sonrası denetimli serbestlik uygulamasının en önemli etkisi, fiilen cezaevinde kalınan sürenin azalmasıdır. Hükümlü, cezasını tamamen ortadan kaldırmadan; ancak cezanın kalan kısmını toplum içinde, belirli yükümlülükler altında yerine getirebilmektedir. Bu durum, kamuoyunda erken tahliye olarak algılansa da, hukuki anlamda cezanın devam ettiği bir infaz biçimidir.
Ancak denetimli 11. Yargı Paketi denetimli serbestlik uygulaması da otomatik değildir. İnfaz savcılığı ve infaz hâkimliği tarafından yapılan değerlendirme sonucunda uygulanmakta; çoğu durumda dosya bazlı başvuru ve hukuki takip gerektirmektedir. Yanlış veya eksik yapılan başvurular, denetimli serbestlikten yararlanma imkânının kaybedilmesine yol açabilmektedir.
Sonuç olarak 11. Yargı Paketi ile denetimli serbestlik, infaz hukukunda merkezi bir konuma yerleşmiş; ancak her hükümlü için aynı sonucu doğurmayan, dikkatle değerlendirilmesi gereken bir uygulama hâline gelmiştir. Bu nedenle denetimli serbestlik ve infaz indirimi hesaplarının, uygulamaya hâkim bir ceza avukatı tarafından değerlendirilmesi hak kayıplarının önüne geçmektedir. Bu nedenle 11. Yargı Paketi denetimli serbestlik süresi ve uygulanma koşulları, her dosya için ayrı değerlendirilmelidir.
8)11. Yargı Paketi ile Getirilen Yeni Ceza ve İnfaz Düzenlemeleri
11. Yargı Paketi ile ceza ve infaz hukukunda yapılan düzenlemeler, yalnızca mevcut hükümlüleri değil; devam eden soruşturmaları, yargılamaları ve infaz aşamasına gelmemiş dosyaları da doğrudan etkilemektedir. Bu yönüyle paket, sadece cezaevindeki mahkûmlara yönelik değil, ceza yargılamasının tamamına etki eden bir reform niteliği taşımaktadır.
Yeni düzenlemelerin temel amacı; cezanın caydırıcılığını tamamen ortadan kaldırmadan, orantılı, denetlenebilir ve sürdürülebilir bir infaz sistemi oluşturmaktır. Bu kapsamda cezaevi merkezli infaz anlayışı yerine, kontrollü serbestlik, alternatif infaz ve denetim mekanizmalarının ön plana çıkarıldığı görülmektedir.
11. Yargı Paketi ile özellikle kısa süreli hapis cezaları, ilk kez suç işleyenler ve infaz kurallarına uyumlu hükümlüler bakımından cezaevi dışında infaz edilebilen yöntemlerin uygulama alanı genişlemiştir. Böylece ceza, yalnızca kapalı ceza infaz kurumunda geçirilen süreye indirgenmemekte; toplum içinde, belirli yükümlülükler altında yerine getirilen bir yaptırım hâline gelmektedir.
Uygulamada dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri, bu düzenlemelerin büyük bölümünün kendiliğinden uygulanmamasıdır. Ceza ve infazla ilgili yeni hakların fiilen kullanılabilmesi için çoğu zaman infaz savcılığına veya infaz hâkimliğine başvuru yapılması gerekmektedir. Bu başvurular yapılmadığı sürece, düzenlemeler kağıt üzerinde kalabilmektedir.
Sonuç olarak 11. Yargı Paketi ile getirilen yeni ceza ve infaz düzenlemeleri, “herkesi kapsayan tek tip bir sonuç” doğurmamakta; dosya bazlı, kişi özelinde ve hukuki değerlendirme gerektiren bir sistem öngörmektedir. Bu nedenle hem hükümlüler hem de yakınları açısından sürecin doğru anlaşılması ve doğru şekilde takip edilmesi büyük önem taşımaktadır.
9)11. Yargı Paketi Sonrası Yeni İnfaz Düzenlemeleri ve 2026 Beklentileri
11. Yargı Paketi, ceza ve infaz hukukunda nihai bir çözüm getiren bir düzenleme değildir. Aksine, mevcut infaz sisteminde yaşanan sorunları kısa vadede hafifletmeyi amaçlayan ve ilerleyen yıllarda yapılacak daha kapsamlı düzenlemelere zemin hazırlayan bir geçiş paketidir.
Bu nedenle 11. Yargı Paketi sonrasında hem hükümlüler hem de yakınları açısından “2026 yılında yeni bir infaz yasası çıkar mı?”, “af gelir mi?”, “daha kapsamlı bir ceza indirimi olur mu?” gibi sorular gündeme gelmektedir.
Mevcut tabloya bakıldığında; cezaevlerindeki doluluk oranları, infaz sürelerine ilişkin tartışmalar ve denetimli serbestlik uygulamasının giderek genişlemesi, önümüzdeki dönemde yeni infaz düzenlemelerinin gündeme gelme ihtimalini güçlendirmektedir. Ancak bu beklentiler, hukuken kesinleşmiş bir af veya genel ceza indirimi anlamına gelmemektedir.
Önemle vurgulamak gerekir ki; 2026 yılına yönelik beklentiler bir hukuki hak değil, öngörüdür. Bu nedenle “nasıl olsa yeni düzenleme gelir” düşüncesiyle infaz sürecinin takip edilmemesi, telafisi mümkün olmayan hak kayıplarına yol açabilir.
11. Yargı Paketi sonrasında yapılması gereken; olası gelecekteki düzenlemeleri beklemek yerine, mevcut infaz hükümlerinin dosya bazlı olarak en lehe şekilde uygulanmasını sağlamak olmalıdır. Çünkü birçok dosyada, doğru bir infaz hesabı ve zamanında yapılan başvurular sayesinde beklenen bir af düzenlemesi olmaksızın dahi erken tahliye mümkün hâle gelebilmektedir.
Bu noktada infaz sürecinin, gelişmeleri pasif şekilde bekleyen değil; aktif şekilde yönetilmesi gereken bir hukuki süreç olduğu unutulmamalıdır.
10)11. Yargı Paketi Sonrası Mahkûmlar ve Yakınları Ne Yapmalı? (Avukat Desteği)
11. Yargı Paketi sonrasında en sık yapılan hata, infaz sürecinin kendiliğinden ve otomatik olarak işleyeceğinin düşünülmesidir. Oysa yeni düzenlemeler, infaz hukukunu kolaylaştırmaktan ziyade daha teknik ve dosya bazlı bir hâle getirmiştir. Bu nedenle “erken tahliye var mı?”, “ceza indirimi olur mu?” gibi sorulara genel cevaplar vermek mümkün değildir.
11. Yargı Paketi sonrası yapılması gereken ilk ve en önemli işlem, mevcut mahkûmiyet dosyasının yeniden infaz hesabına tabi tutulmasıdır. Cezanın kesinleşme tarihi, suç türü, ceza miktarı, infaz rejimi, açık cezaevine ayrılma şartları ve denetimli serbestlik süreleri birlikte değerlendirilmeden sağlıklı bir sonuca ulaşmak mümkün değildir.
Uygulamada birçok dosyada, 11. Yargı Paketi hükümlerinin kendiliğinden uygulanmadığı, aksine infaz hâkimliği veya ilgili mahkemeler nezdinde ayrıca başvuru yapılmasının gerektiği görülmektedir. Başvuru yapılmadığı takdirde hükümlü lehine olan düzenlemeler kağıt üzerinde kalmakta, fiilen hiçbir sonuç doğurmamaktadır.
Bu noktada avukat desteği, yalnızca hukuki bir tercih değil; infaz sürecinin doğru yürütülmesi için fiilen zorunlu bir ihtiyaç hâline gelmiştir. Doğru yapılan bir infaz hesabı ve zamanında yapılan başvurular sayesinde, beklenen bir af veya yeni düzenleme olmaksızın dahi birçok dosyada cezaevi süresinin önemli ölçüde kısaltılması mümkündür.
11)11. Yargı Paketinden Kimler Yararlanamaz?
11. Yargı Paketi kamuoyunda geniş yankı uyandırmış olsa da bu düzenlemelerin tüm mahkûmlar için geçerli olduğu düşüncesi yanlıştır. Aksine, paket birçok suç tipi ve mahkûm grubu bakımından istisnalar içermektedir. Bu nedenle her dosya için “yararlanır” veya “yararlanamaz” ayrımı mutlaka yapılmalıdır.
Ağır suçlar, toplum güvenliğini doğrudan tehdit eden fiiller ve kanunda açıkça istisna tutulan suçlar, 11. Yargı Paketi kapsamındaki erken tahliye, ceza indirimi veya denetimli serbestlik düzenlemelerinden yararlanamamaktadır. Özellikle kasten öldürme, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, uyuşturucu ticareti, terör suçları ve örgütlü suçlar bakımından infaz rejimi büyük ölçüde korunmuştur.
Ayrıca, cezaevi sürecinde disiplin ihlali bulunan, iyi hâl şartlarını taşımayan veya denetimli serbestlik yükümlülüklerini daha önce ihlal etmiş olan hükümlüler açısından da 11. Yargı Paketi hükümleri sınırlı şekilde uygulanmaktadır. Bu kişiler bakımından erken tahliye veya cezaevi dışı infaz ihtimali ciddi ölçüde azalmaktadır.
Diğer önemli husus, cezanın kesinleşme tarihi ile ilgilidir. Bazı infaz düzenlemeleri, yalnızca belirli bir tarihten sonra kesinleşen mahkûmiyetler için geçerli olabilmekte; daha önce kesinleşmiş dosyalar açısından geriye yürümemektedir. Bu durum, aynı suçtan mahkûm olan iki kişi arasında farklı infaz sonuçları doğurabilmektedir.
Bu nedenle 11. Yargı Paketi’nden yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin değerlendirme; suç türü, ceza miktarı, kesinleşme tarihi, infaz geçmişi ve disiplin durumu birlikte ele alınmadan yapılamaz.
12)Dosya Bazlı İnfaz Hesabı Nasıl Yapılır?
11. Yargı Paketi sonrasında en kritik konulardan biri, infaz süresinin genel kabullerle değil, dosya bazlı olarak hesaplanması zorunluluğudur. Çünkü aynı suçtan, aynı cezayı alan iki hükümlü için dahi infaz süresi farklı sonuçlar doğurabilmektedir. Çünkü 11. Yargı Paketi infaz düzenlemeleri, her hükümlü açısından otomatik değil; dosya bazlı infaz hesabı yapılmasını gerektiren bir sistem öngörmektedir.
Dosya bazlı infaz hesabı yapılırken yalnızca verilen ceza süresi değil; cezanın kesinleşme tarihi, suçun niteliği, infaz rejimi, koşullu salıverilme oranı, denetimli serbestlik süresi, açık cezaevine ayrılma şartları ve hükümlünün cezaevi içindeki davranışları birlikte değerlendirilir. Bu unsurlardan herhangi birinin göz ardı edilmesi, tahliye tarihinin yanlış hesaplanmasına neden olur.
Uygulamada sıkça karşılaşılan bir diğer sorun, infaz hesabının yalnızca cezaevi idaresinin verdiği bilgiye dayanılarak yapılmasıdır. Oysa cezaevi idaresinin yaptığı hesaplamalar itiraza açık olup, infaz hâkimliği tarafından denetlenebilmektedir. Yanlış veya eksik yapılan infaz hesapları, zamanında itiraz edilmediği takdirde kesinleşmekte ve hükümlü aleyhine sonuç doğurmaktadır.
11. Yargı Paketi ile getirilen denetimli serbestlik, erken tahliye ve cezaevi dışı infaz düzenlemeleri, infaz hesabını daha da teknik hâle getirmiştir. Bu nedenle infaz sürecinin doğru yönetilebilmesi için, yalnızca ceza süresine bakmak yeterli değildir; mevzuat değişikliklerinin dosyaya etkisi mutlaka değerlendirilmelidir.
Dosya bazlı infaz hesabı yapılmadan hareket edilmesi, “erken tahliye var” düşüncesiyle yanlış beklenti oluşturmakta; bu beklenti gerçekleşmediğinde ise telafisi zor hak kayıplarına yol açmaktadır. Bu sebeple 11. Yargı Paketi sonrasında infaz sürecinin, hukuki bilgi ve deneyim gerektiren aktif bir takip süreci olduğu unutulmamalıdır. Bu nedenle denetimli serbestlik ve infaz indirimi hesaplarının, uygulamaya hâkim bir ceza avukatı tarafından değerlendirilmesi hak kayıplarının önüne geçmektedir.
13)Avukat Başvurusu Olmadan Uygulanır mı?
11. Yargı Paketi kapsamında getirilen düzenlemelerin önemli bir kısmı, kamuoyunda sanılanın aksine kendiliğinden ve otomatik olarak uygulanmamaktadır. Mevzuatta yer alan birçok hak, ancak talep edilmesi, başvuru yapılması ve hukuki gerekçeyle ileri sürülmesi hâlinde fiilen sonuç doğurmaktadır.
Uygulamada sıkça karşılaşılan durum; hükümlü veya yakınlarının, 11. Yargı Paketi’ni yalnızca haberlerden takip ederek “nasıl olsa çıkacak” düşüncesiyle hiçbir başvuru yapmamasıdır. Bu yaklaşım, özellikle denetimli serbestlik, açık cezaevine ayrılma, infaz şeklinin değiştirilmesi ve alternatif infaz yöntemleri bakımından ciddi hak kayıplarına yol açmaktadır.
Cezaevi idaresi ve infaz savcılıkları, infaz işlemlerini çoğu zaman mevcut dosya içeriğine göre rutin şekilde yürütür. Hükümlü lehine olan yeni düzenlemelerin dosyaya uygulanması ise çoğu durumda infaz hâkimliğine yapılacak başvuruya veya mahkeme kararına bağlıdır.
Avukat desteği olmaksızın yapılan başvurularda ise en sık karşılaşılan sorunlar; yanlış infaz hesabı, hatalı dilekçe, eksik hukuki gerekçe ve süresinde itiraz edilmemesidir. Bu tür hatalar, başvurunun reddedilmesine ve aynı konuda tekrar talepte bulunma imkânının kaybedilmesine neden olabilmektedir.
Bu nedenle 11. Yargı Paketi sonrası infaz süreci, “kendiliğinden ilerleyen bir idari işlem” olarak değil; aktif şekilde yönetilmesi gereken bir hukuki süreç olarak görülmelidir. Avukat başvurusu zorunlu olmamakla birlikte, uygulamada hakların etkili şekilde kullanılabilmesi için belirleyici bir rol oynamaktadır.
14)Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
11. Yargı Paketi erken tahliye veya infaz indirimi sağlıyor mu?
11. Yargı Paketi genel bir erken tahliye düzenlemesi getirmemektedir. Ancak bazı hükümlüler açısından infaz süresinin kısalmasına ve cezanın cezaevi dışında infaz edilmesine imkân tanıyan düzenlemeler içermektedir.
11. Yargı Paketi ceza affı veya kısmi af getiriyor mu?
Hayır. 11. Yargı Paketi genel veya özel bir ceza affı ya da kısmi af düzenlemesi içermemektedir. Mahkûmiyet kararları ortadan kaldırılmamakta, cezalar silinmemektedir.
11. Yargı Paketi denetimli serbestlik süresini uzattı mı?
Bazı hükümlüler bakımından denetimli serbestlikten yararlanma imkânları genişletilmiştir. Ancak bu durum her dosya için ayrı değerlendirilmekte olup otomatik uygulanmamaktadır.
11. Yargı Paketinden herkes yararlanabilir mi?
Hayır. Suç tipi, ceza süresi ve infaz durumu dikkate alınarak bazı hükümlüler bu düzenlemelerin tamamen dışında bırakılmıştır.
11. Yargı Paketi hangi suçları kapsamıyor?
Ağır suçlar, örgütlü suçlar ve bazı katalog suçlar bakımından erken tahliye, denetimli serbestlik ve infaz indirimi uygulamaları sınırlı veya tamamen kapsam dışıdır.
11. Yargı Paketi geçmiş mahkûmiyetlere uygulanır mı?
Evet. İnfaz düzenlemeleri, kesinleşmiş mahkûmiyetler bakımından da uygulanabilmektedir. Ancak uygulama kendiliğinden değil, dosya bazlı değerlendirme ile mümkündür.
İnfaz indirimi veya denetimli serbestlik kendiliğinden uygulanır mı?
Hayır. Çoğu durumda infaz savcılığına veya infaz hâkimliğine başvuru yapılması gerekmektedir. Başvuru yapılmaması hâlinde hak kaybı yaşanabilir.
Dosya bazlı infaz hesabı neden önemlidir?
Çünkü her hükümlünün cezası, suç tipi, infaz durumu ve koşullu salıverilme tarihi farklıdır. Genel bilgilerle hareket edilmesi yanlış infaz hesabına yol açabilir.
Avukat olmadan 11. Yargı Paketi hükümleri uygulanabilir mi?
Teorik olarak mümkündür. Ancak uygulamada yanlış veya eksik başvurular ciddi hak kayıplarına yol açabildiğinden, infaz sürecinin uzman bir ceza avukatı tarafından takip edilmesi önemlidir.